Stefan Kuntz, TRT Deutsch’a konuştu
Beşiktaş’a transferiniz nasıl gelişti?
“Bu çok heyecan vericiydi. Her şeyden önce, çok sayıda taraftarın coşkuyla havalimanında beni karşılamasına alışkın değildim. O sıralarda, Christoph Daum bugünün Şampiyonlar Ligi’ne ulaşabilmemiz için beni transfer etmişti. İstanbul´da harika bir zaman yaşadık ve bu ülkede misafir olarak bundan olabildiğince çok keyif almaya çalıştık. Türkler bize o kadar yardımcı oldu ki işlerimizi çok kolaylaştırdılar. Bu nedenle eşim bugün hala bana, keşke biraz daha kalsaydık diyor”
Beşiktaş’ta geçirdiğiniz zamana ait unutulmaz, ilginç anılarınız var mı?
“Türk mutfağını çok sevdim. Türk yemekleri ve yemeklerin kalitesi iyiydi. Oyunculara gelince öncelikle o dönemde bana her şeyi anlatan ve yardımcı olan Rıza vardı. Alpay, çok aktif ve sempatikti. O zamanlar oynadığım en iyi oyunculardan biriydi. Ertuğrul benim forvetteki meslektaşımdı ve Şifo Mehmet…”
Hala Beşiktaş maçlarını takip ediyor musunuz?
“Türkiye şampiyonu olabilmek, tabii ki belli bir niteliği gösteriyor. Şimdi en kalbi duygularımla Beşiktaş´a başarılar diliyorum. Sevgili Sergen, „bu işi bitir ve “Kara Kartal” şampiyon olsun“. Almanya’dan en içten tebriklerimi sunmak istiyorum.”
Beşiktaş’taki ilk maçınızdan önce size bir “nazar boncuğu” hediye edilmişti. Daha sonra medyada, EURO 1996’da Alman milli takımındaki takım arkadaşlarınıza nazar boncuğu hediye ettiğinize dair haberler yer aldı. Bu hikaye doğru mu?
“Evet, bu yüzde 100 doğru. Bir hayranımdan aldım. Elbette, başlangıçta gerçekten ne olduğunu bilmiyordum, sonra en anlama geldiğini öğrendim ve bunun bir „uğur“ olduğunu farkettim. O zamanlar Türkiye’de oynayan tek (Alman) oyuncuydum. Daha sonra takım arkadaşlarım için bu uğur getiren boncuğu getirmek istedim. O nedenle bu hikaye yüzde 100 doğru.”
Hala hatırladığınız Türkçe kelimeler var mı?
“Bir restoranda “Tee istiyor musun?” dediğimi hatırlıyorum. Bunun bir çay istediğim anlamına geldiğini hatırlıyorum. Tabii sahada kullanılan “oyna”, “çabuk”, “yavaş” gibi kelimeleri hatırlıyorum. Elbette bunlar nispeten çabuk öğrendiğiniz kelimelerdi. Her maçtan önce önce İstiklal Marşı´nın söylendiğini fark ettim. Her zaman. Arkadaşlarıma eşlik edebilmek için Türk milli marşının ilk satırlarını ezberledim. Bunu Türk misafirperverliğinden memnun olduğumu göstermek için yapmıştım.”
Önümüzdeki sezonlarda Beşiktaş´tan bir teklif gelirse, kabul etmeyi düşünür müsünüz?
“Öncelikle Sergen’in uzun süre Beşiktaş’ta kalacağını ve Beşiktaş’ın yeni bir antrenöre ihtiyacı olmadığını umuyorum. Ama tabii Türk kulüpleri söz konusu olduğunda akla en çok gelen Beşiktaş.”