Burak Yılmaz ’dan Çin için flaş sözler! “Oradan daha çok rahatsızlık gelir”
Beşiktaş’ın kaptanı Burak Yılmaz, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kulübün sosyal medya hesabında konuşan Yılmaz, Çin’den dünyaya yayılan virüsle ilgili çarpıcı mesajlar verdi. Tecrübeli futbolcu, ”Orada yaşamış birisi olarak, Çin´den daha fazla hastalık geleceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Burak Yılmaz, hakkında meydana çıkan haberlerle ilgili, “Dünya böyle bir durumdayken, ülke sıkıntıdayken, ölülerimiz varken ben parayla ilgili konuşacak bir insan değilim. Böyle yapan bir insan varsa, vicdansızdır. 5-6 gün önce başkanı gördüğümde, kontratla alakalı konuşamadım. Geçmişe dair yüklü bir alacağım vardı, onu ileri tarihe erteledim. Bu dönemde para pul konuşacak bir insan değilim. Ben böyle gündeme ulaşmak istemiyorum” dedi.
‘İŞİMİZİ ÇOK ÖZLEDİK ’
Beşiktaş´ın deneyimli ismi ve takım kaptanı Burak Yılmaz, siyah-beyazlı kulübün sosyal ağ hesabında açıklamalarda bulundu.
Ramazan ayını kutlayarak konuşmasına başlayan 34 yaşındaki golcü, “Herkese uğurlu ramazanlar. Her şey gönlümüzce olsun. Bu hastalık, bu rahatsızlık inşallah bu ay ile birlikte gidecektir. Diğer ülkelere nazaran güvenli bir ülkeyiz, bunu görüyoruz. Ne olursa olsun bir can bile vermek bizim için büyük endişe verici. Ölüm edenlere Allah´tan rahmet diliyoruz. Ne değin itinalı, güvenli ülke olsak da bir can kaybı bile bizim için üzüntü verici. Sayın Bakanımızın iyi bir takipçisiyim. Bu dönem teftiş alınıyor gibi hissediyorum. Lakin gerçi tedbiri elden bırakmayalım. Hayatımda birincil kez bu dek evdeyim. Bunun da ayrı bir güzelliği var aile ve çocuklar için. İşimizi fazla özledik. Psikolojik olarak fazla yorulduk. İnatla evde kalmamız gerekiyor, biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Hayatlarımızın ne kadar değerli olduğunu anladık. Stadımızı, taraftarımızı zaten çok özledim. Sevdiğimiz insanlarla bir kahve içmenin değerini anladık” ifadelerini kullandı.
“BEŞİKTAŞLILIĞIM BABADAN GELİYOR”
Siyah-beyazlı ekibe aktarma olduğu ilk dönemi de anlatan tecrübeli forvet, “Beşiktaşlılığım babadan geliyor. Babam da Beşiktaş forması giymişti. Bana da formayı giymek, kaptanlık gerçekleştirmek nasip oldu. Antalyaspor ile lige çıktığımız vakit başkan beni çağırıp, ‘Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor seni istiyor, sen nereye istiyorsan oraya vereceğim ’ dedi. Dedim oysa ‘Başkanım Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor ile görüşmenize lüzum değil, beni Beşiktaş´a verin ’ dedim. Menajerim geldi, ona da ‘Beşiktaş´a gitmek istiyorum dedim ’ ve geldim. Böyle bir Beşiktaşlılığım var benim. Sergen hoca da benim kendisine olan öbür hislerimi bilir. Onunla da burada buluştuk, mutluyuz. İnşallah, hocamız da fazla başarılı olacaktır. Aralıksız irtibattayız hocalarımız” şeklinde konuştu.
“TRABZONSPOR, BENİ TEKRARDAN TÜRK FUTBOLUNA KAZANDIRDI”
Trabzonspor´un kendisini her tarafta Türk futboluna kazandırdığını, onun için formayı öptüğünü bildiren Burak Yılmaz, “Benim forma öpme fotoğraflarım var, onlar dolaşıyor. Beşiktaş´tan, Fenerbahçe´den ve Eskişehirspor´dan gönderilmiştim. Hoyrat bir vakit geçirmiştim. O vakit televizyonda spor programı izliyordum. Şenol hoca Trabzonspor´a gelmişti. canlı yayın bitti, telefon çaldı. Arayan Şenol hocaydı. ‘Seni alacağım fakat kiminle görüşmem gerekiyor ’ dedi. Trabzonspor beni tekrardan Türk futboluna kazandırdı. Ola Ki de 2´nci Lig´e gidecek bir adamı alıp, beni futbola kazandırdılar. Galatasaray beni Avrupa çapında bir oyuncu yaptı. O yüzden bunu saklayamam. Onların da formasını öpmüşümdür. Fakat 2 camia da benim Beşiktaşlı olduğumu biliyordu” diye konuştu
“BU DÖNEMDE PARA PUL KONUŞACAK İNSAN DEĞİLİM”
Son günlerde hakkında meydana çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını, Başkan ya da herhangi bir yöneticiyle para konuşmadığını söyleyen Burak Yılmaz, geçmişe dair büyük bir alacağını da ileri bir tarihe ertelediğini ifade etti. Yılmaz, şöyle devam etti:
“1 haftadır her uyandığımda arkadaşlarım; ‘Bu, bunu yazmış ’ deyip haberleri okuyorlar. Ben de yanıtlamak gereği duydum. Dünya böyle bir durumdayken, ülke sıkıntıdayken, ölülerimiz varken ben parayla ilgili konuşacak bir insan değilim. Böyle yapan bir insan varsa, vicdansızdır. 5-6 gün önce Başkanı gördüğümde, kontratla alakalı konuşamadım. Geçmişe dair yüklü bir alacağım var onu ileri tarihe erteledim. ‘Başkanım bu dönemde benden yana bir şey varsa tekrar tekrar sizinleyim ’ dedim, ‘oturup konuşuruz ’ dedim. Alacaklarımı ileriye erteledim. Bu dönemde para pul konuşacak bir insan değilim. Ben böyle gündeme gelmek istemiyorum. Geçmişte de böyle bir şey olmuştu. Yüzde sıfır hatalıydım, futbolu bıraktıktan sonra açıklayacağım onu da. Bana hoş yaklaşıldığı takdirde hiçbir güçlük çıkarmayacağımın da bilinmesi istiyorum. Ben kaptan olarak elimi taşın altına koyarım. Bundan sonraki haberler; Burak gol atamadı, fena oynadı, olsun. Para ile gündeme gelmek istemiyorum.”
“HAZİRAN SONUNA DOĞRU BAŞLAYABİLİRİZ”
Futbola bahşedilen aranın, şampiyonluk ve düşme yarışına büyük tesir edeceğini gösteren Burak Yılmaz, “Arkadaşlarımızla konuşuyoruz, ligin biteceğini gördük. Ne kadar performans verilecek, şampiyonu, küme düşen takımı etkileyecek bir salgın var. Biz de antrenmanlara başladık. Hazır olmaya çalışıyoruz. Evde bisikletler var. Fit kalmaya çalışıyoruz. Fakat evde fit kalma gibi bir koşul yok. Futbol başka bir oyun. Haziran´ın sonuna doğru başlayacağımızı düşünüyorum. Ağustos´ta da diğer sezon başlar. Tekrardan böyle bir ara verilirse bizim vücutlarımız bunu kaldıramayabilir. Bu lig başladı, ara verilir, bir sezon başı daha geçirmemiz huzursuz olabilir” dedi.
“İNÖNÜ BENİM İÇİN ÇOK BAŞKA”
İnönü Stadyumu´nun kendisi için fazla diğer olduğunu dile getiren deneyimli golcü, şu ifadeleri kullandı:
“Tabii oysa de gelişmesi gerekiyordu. Beşiktaş, ilerleyen senelerde bunun da üzerine çıkacaktır. Stadyumu tıklım tıklım yapacak bir taraftarımız var. İşler iyi gidiyorsa, öndeysek o gün o maçı kazanırsın, kazanmama ihtimalin değil. Taraftarlar birlikte daha özgüvenli oynuyorsun. Ben hayatımda böyle bir taraftar görmedim, göreceğimi de zannetmiyorum. Ama işler kötü gidiyorsa, mağlupsan bütün tersi olabilir. Benim hayatım boyunca gördüğüm en hoş taraftar, stadyum. Bana bunu daha önce sorduklarında ‘İnönü ’ demiştim. Boateng geldiğinde ‘Fazla şımartma alacaksın ’ dedim. ‘Arkadaşlarım söylüyor, anlattılar ’ dedi. ‘Bambaşka olacak ’ dedim ben de. Maçtan sonradan gelip, bana, ‘Bu kadarını beklemiyordum, burada kalmak istiyorum ’ dedi. Stadyumumuz ayrı”
“N ’KOUDOU ÖZEL BİR OYUNCU”
Kevin N´Kouodu´nun takımın keyifli isimlerinden biri olduğunu söyleyen Burak Yılmaz, şöyle konuştu:
“N´Kouodu çok temiz, tebessüm eden bir çocuk, iyi bir futbolcu. Fazla süratli, tez, kesintisiz çalım atabiliyor. Ben ona pek takılıyorum. Antrenmanlarda gol atıp, asist yapıyor. Ben de ‘Maçta yapmıyorsun ’ diyorum. Özel bir oyuncu, yaşı da genç, iyi işler yapabileceğini düşünüyorum. Birbirimizi özledik. İyi ilişkilerimiz var. Sohbet gruplarımız var, kesintisiz konuşuyoruz.”
“VAR SİSTEMİ FUTBOLUN DOĞASINA AYKIRI”
VAR sisteminin futbolu kötü yönde etkilediğini bildiren Yılmaz, “Ben VAR sisteminin futbolu fena yönde etkilediğini düşünüyorum. Kararlar için, finale giden pozisyonda kontrolü iyi görünüyor ama oyunu soğuttuğunu düşünüyorum. Hele tartışmalı bir kararda hakem giderse orada 5 dakika geçiyor. VAR´a gidip kusur yapan da oluyor. O vakit anlaşılır olmuyor. VAR´ı tartışılır ışık halkası getiriyoruz. Gol atıyoruz, ofsayt veriyor. Sonradan VAR´dan gol karar geliyor. Sonrasında ne yapayım, nasıl sevineyim. Tribünlere mi koşayım. VAR, futbolun doğasına aykırı. Oyuncuyu oyun içinde negatifleştiren bir sistem. Üzerine üstelik VAR´da hata yapmak, tartışılır ayla getiriyor. Hakemlerden sorumluluğu almış oluyoruz. O zaman VAR´ı da denetçi bir şey olması gerekiyor” ifadelerin kullandı.
“ÇİN´DE HASTALIKLARIN ÇIKMASI ÇOK ALIŞILAGELMIŞ”
Çin´de yaşadığı dönemdeki tecrübelerini de aktaran siyah-beyazlı futbolcu, deplasman seyahatlerinin uzunluğuna uyarı çekti. Burak Yılmaz, “Çin´de fazla enkaz şeyler yeniyor. Merak ettiğim için onların pazarına gittim, şoke oldum. Hastalıkların çıkması çok adi. Orada yaşamış birisi olarak, Çin´den daha çok rahatsızlık geleceğini düşünüyorum. Tarzları, kültürleri o. Ben oraya gittiğimde aşçım, tercümanım, şoförüm, fizyoterapistim vardı. Orada en büyük zorluk deplasmanlardı. Uçakla en yakın deplasman 3-4 saat sürüyordu. Bir deplasmana gittik 6 saat. Saat farkında zorlandım. Ulusal takımdan dönüşte, izine geldiğimde jet lag oluyordum. Futbol anlamında; taraftar olarak, idareli olarak gelişime açık ülke. Biz 60 bin kişiye oynuyorduk. Deplasmandaki maçlarda en az 30 bindi. Futbolu çok seviyorlar. Onlara saygı duyuyorum ama Türk insanın yaşayabileceği bir yer değil. Türkiye´ye mutasyon oradaki şartlarımdan nedeniyle değildi, ailemi özlemiştim onun için döndüm” biçiminde konuştu.
“ARTIK AKLIMDA HOCALIK VAR”
6 ay öncesine kadar teknik direktörlük düşünmediğini, ancak acilen aklında olduğunu söyleyen Yılmaz, “6 ay öncesine değin hocalık aklımda yoktu. Ama Türkiye´nin en büyük hocalarıyla çalıştım. Yabancı çoğu büyük isimle çalıştım. Hepsinden bir şeyler alıp, not ettim. Futbol ardından da artık aklımda hocalık var. Şenol öğretmen ile de küçük ufak konuşuyorum. Oysa Burak Yılmaz, hemen futbola konsantre olmuş durumda. Futbolun içinde mutlaka kalacağım. Ama yorumcum lakin idareci lakin hoca olarak. Bazı büyüklerim hocalık yapabileceğimi düşünüyorlar. Hemen ben de düşünüyorum” diye konuştu.
“BİRAZ KİLO ALDIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM”
Karantina döneminde evde nasıl süre geçirdiği sorulan deneyimli forvet, şöyle yanıt verdi:
“Yemek yapmayı severim lakin yapamam, bilmiyorum. Kitap okuyorum, play-station oynuyorum. Yemekle aram çok iyi. Ben biraz kilo aldığımı düşünüyorum. Bugünden itibaren orucuz. Keza dinen keza fiziken kendimizi temizlemeye çalışıyoruz. Bol bol kitap okuyorum. Çocuklarla zaman geçiyorum. Günlerimiz böyle geçiyor.”