Futbol

Ağaoğlu, Sörloth’a teklif yapan takımı açıkladı

Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, 2019-2020 sezonunda Medipol Başakşehir’e şampiyonluğu kaptırmanın hayal kırıklığını yaşadıklarını ama gelecek sezon için bunun camia ve takım üzerinde bir travma oluşturmayacağını söyledi. Uğurcan Çakır ve Alexander Sörloth’a ciddi transfer teklifi geldiğini belirten Ağaoğlu, “Beklentilerin altında tekliflerdi. Bu tekliflere ‘Evet’ demeye hiç niyetimiz yok” dedi.

Ağaoğlu, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

“Şampiyonluğun kaçmış olması hayal kırıklığı yaratmış olabilir”

Trabzonspor’un uzun bir sürenin ardından tekrar şampiyonluk yarışının içine girmesinden dolayı bazı düşüncelerin oluşabileceğini vurgulayan Ağaoğlu, “Şampiyonluğun en büyük adaylarından biriydik. Son 6 haftada kaybedilen puanlarla şampiyonluğu Başakşehir’e kaptırdık. ‘Bu bir travma yaratacak, kolay kaldırılır bir travma değil’ düşüncesi sağlıklı bakış açısı değil. Hayal kırıklığı tabii ki olabilir.” dedi.

Hedefe giden bir takım olarak mücadelenin sonunda kaybeden taraf olmanın hoş bir şey olmadığını belirten Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kolay hazmedilecek bir şey değil. Özellikle taraftarlar açısından veya bu işe gönüllü olarak giren yöneticiler, başkan açısından; aynı zamanda bu işi kariyer olarak yapan futbolcular ve teknik heyet açısından hoş bir şey değil. Bu sene Başakşehir şampiyon oldu. Başakşehir’in son beş senesine bakalım. Gelip gelip son maçta, iki hafta veya bir hafta kala iki puan, üç puan farkla beş senedir şampiyonluk yarışının içinde olan; 4’ünde kaybeden Başakşehir var. 9-10 senedir şampiyonluk yarışının içinde olmayan Trabzonspor için bir anlamda bu tür değerlendirme yapılabilir.”

“Trabzonspor her zaman zirve yarışı içinde olacak”

Ağaoğlu, yeni tip koronavirüsün ardından 8 maça çıktıklarını hatırlatarak, “Şu an önümüzde 40 maç var. Şampiyonluğu kazanmakla, kupayı kaldırmakla her şey bitmiyor. Bunun devamı, sürekliliği var. Yönetime geldiğimizde çok sağlıksız ekonomik yapı vardı. Kur farkı, faiz gideri gelirinin neredeyse iki katı olan bir kulüp vardı. Aynı zamanda son 10 senedir de hiçbir şekilde zirve mücadelesi yapmamış, 8 seneye yakın Türkiye Kupası’nı alamamış Trabzonspor vardı. Sürdürülebilir başarı için 3-4 seneye ihtiyacımız olduğunu söyledik. Şunu da ilave ettik; ‘sakın bu 3-4 sene içinde Trabzonspor zirve yarışının arkasında kalacağı şeklinde de anlaşılmasın’. Sürdürülebilir başarı için, finansal program için 3-4 seneye ihtiyacımız var. Ama bu dönem içinde Trabzonspor her zaman zirve yarışı içinde olacak.” diye konuştu.

Yönetim olarak görev sürelerinin ikinci senesinde olduklarını hatırlatan Ağaoğlu, “İkinci senemizde zirve yarışına girdiğimiz yerde, son 6 hafta puan kayıplarıyla kaybettiğimiz yerde, bunun ciddi sportif başarısızlık olarak algılanması; önümüzdeki yıllarda psikolojik olarak sirayet edeceği düşünülmesi çok sağlıklı bakış açısı değil. Kamuoyuna böyle empoze etmeye çalışanlar var. Ama takip edecek seneler içinde de sürdürülebilir ekonomik başarı ve sportif başarıdan geri adım attıracak arkasında bırakacak etkenler değil.” ifadelerini kullandı.

Yeni sezon öncesi takımın durumu

Yeni sezon öncesi takımın durumunu değerlendiren Ağaoğlu, “İki sezon arasında fazla zaman farkı olmadığı için oyuncularım en fazla 2 hafta dinlenme şansı bulabildiler. Neredeyse devre arasından daha kısa bir periyotta dinlenme şansı bulabildiler. Hemen antrenmanlar başladı, yoğun bir şekilde de devam ediyor. Takımın neredeyse tamamına yakınını koruduğumuz için çalışmalar bıraktığımız yerden devam ediyor.” diye konuştu.

Sezonlar arasında fazla süre farkı olmamasından dolayı futbolcuların form durumlarını koruduğunu anlatan Ağaoğlu, “Hemen hemen 10 günlük aradan sonra maç oynayabilecek durumdalar.” değerlendirmesinde bulundu.

“Süper Lig kulüpleri, Rezerv Lig’in ekmeğini çok ciddi şekilde yiyecek”

Yoğun bir sezonun kendilerini beklediğine dikkati çeken Ağaoğlu, şunları söyledi:

“Kovid nedeniyle bir sezon içinde oyunculara üç defa yükleme yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bunu kaldıracak oyuncu var, kaldıramayacak oyuncu var. Dolayısıyla kadronun geniş tutulmasının avantaj yaratacağını söyledim. Rezerv ligin talimatının yayınlanması ve uygulanması konusunda birkaç kulüp başkanıyla ısrarcı olduk. Bu konuda da federasyon yönetim kurulu üyesi Hamit Altıntop’un çok büyük çabası ve emeği var. Biraz da futbolun akademik yönünü de iyi bilen bir kardeşimiz olduğu için oldukça büyük çaba sarf etti. Rezerv ligin ekmeğini Süper Lig kulüplerimiz çok yiyecek.”

“Newton deneyimi, birikimi fazla olan bir hoca”

Takımın teknik direktörü Eddie Newton’u değerlendiren Ağaoğlu, “Newton devre arasında kulübümüze antrenör olarak başladı. Hocanın kulübe, takıma adapte olması zaman kaybıdır. Çok yetenekli hocalar vardır; gelirler kontağı çevirip yollarına devam ederler. Ben pek rastlamadım. Ne olursa olsun yabancı hoca olsa ülkeye, kulübe adaptasyon, ülke futboluna adaptasyonu olacak. Yerli hoca olsa aynı şekilde… Kadromuzun büyük bölümünü muhafaza ettik. Bu oyuncularla 5-6 ay zaman geçiren, çalıştıran bir hocayla devam ediyoruz. Newton tercihindeki en önemli kriter buydu.” diye konuştu.

Newton’un Chelsea’da çok önemli isimlerin yardımcılığını yaptığını anlatan Ağaoğlu, “Newton, deneyimi, birikimi fazla olan bir hoca. Çeşitli nedenlerden dolayı İngiltere’de bu şansı yakalayamamış. Bizde geçirdiği zamanda kendisini de yakından tanıma fırsatı ve değerlendirme fırsatı bulduk. Yönetim kurulu olarak hocanın başarılı olacağına inancımızdan bu görevi verdik. Kupa finali maçı da önemli göstergeydi, o maçı da başarılı bir şekilde yönetti. Kolay kolay her hocaya da nasip olmaz; iki maç, iki galibiyet ve bir kupa.” ifadelerini kullandı.

Newton’un yardımcılarının gelmediği yönündeki iddialara yanıt veren Ağaoğlu, “Pandemiden sonra her türlü iddianın arkası kesilmiyor. Newton’un kendi seçtiği yardımcılarının sözleşmesi bile hazır. Pazartesi günü Trabzon’a geleceğini söyledi. ‘Hoca mutsuz; yönetimde başkan, asbaşkan, başkan yardımcıları arasında sıkıntılar var; birbirleriyle konuşmuyorlar.’ Bu iddiaları daha ileriye taşıyanlar da var. Yönetici arkadaşlarım özellikle son 6 ay içinde ailemden fazla bir araya geldiğim insanlar, en fazla konuştuğum insanlar. Birbirimizden ayrı olduğumuz zaman içinde de günde en az 3-4 saat telefonda konuştuğumuz, sorunları veya programladığımız işleri birlikte yapmaya çalıştığımız insanlar. Özellikle bu haberlerin sosyal medya üzerinden yayılması kolay, kimse aslı astarı var mı diye sormuyor.” değerlendirmesinde bulundu.

O iddiayı yalanladı

Takımla ilgili başka iddialara da değinen Ağaoğlu, şöyle devam etti:

“Söz de ben soyunma odasına girmişim Sosa’ya ‘neden oynamıyorsun’ demişim. Campi ‘sen takım kaptanıyla böyle konuşamazsın’ demiş. Pandemi sürecinden sonra akreditasyonlar iptal edildi. .. İki yıllık süreç içinde bırakın kelimeyi, bakışlarıyla tavırlarıyla ne şahsıma ne herhangi bir yöneticimize bu şekilde davranışta bulunmadılar. Bu kalitedeki kulüplerde bırakın yöneticileri, oyuncuların kendi aralarında dahi en ufak sorun, sürtüşme veya en ufak dargınlık bundan kaynaklanan davranış söz konusu değildir.”

Yönetim olarak ilk yıllarında ligi 4. sırada bitirdiklerini dönemde başarılı bir takım olarak değerlendirildiklerini ama şampiyonluğun kaçırılmasıyla bu iddiaların ortaya atıldığını vurgulayan Ağaoğlu, şunları kaydetti:

“Şampiyonluğu yakalama şansı fazla olmayan, pek şans verilmeyen Trabzonspor söz konusu olduğu zaman futbol aleminin bakış açısı; sempatik Trabzonspor. Ne zamanki ciddi şekilde şampiyonluğa aday olduk o zaman aslı astarı olmayan ithamlar. Bunlar futbol dünyasında olan şeyler ama hoş şeyler değil. Hoş olmayan gerçekleri kabullenmeniz lazım. Bunlara asla takılı kalmamanız lazım. Takılı kaldığınız anda 2011 veya 1996 sonrası yaşanmış olan travmaların bir başkasını yaşama riskiyle karşı karşıya gelirsiniz. Camia artık buna alıştı. Yöneticiler olarak bu konuda bir hayli tecrübeliyiz. Dolayısıyla hazırlanan bu tuzağa düşmemiz ve önümüzdeki yıllarda oyuncuların performansını etkileyecek veya zirve yürüyüşünü etkileyecek düşünce, psikolojik baskı altına girmek mümkün değil.”

“Uğurcan ve Sörloth’a teklif geldi. Leipzig Sörloth için ısrarcı”

Bordo-mavili takımda sadece iki futbolcuya önemli transfer teklifi geldiğini vurgulayan Ağaoğlu, şunları kaydetti:

“Sadece Uğurcan Çakır ve Sörloth’a ciddi teklif geldi. Sörloth için en ısrarcı kulüp Leipzig. Başka hiçbir oyuncumuzla ilgili teklifle karşılaşmadık. Beklentilerin altında tekliflerdi. Bu tekliflere ‘Evet’ demeye hiç niyetimiz yok. Transfer limitinden ve UEFA’nın FFP’sinden dolayı sınırlı bütçeyle hareket etmek durumundayız. Transfermarkt internet sitesinde Trabzonspor’un oyuncularının toplam bedeli 85,5 milyon avro. Bizim bu 85,5 milyon avro bedele ödediğimiz maaş, geçtiğimiz yıl 16,5 milyon avro, bu sene de rakam 14 milyon avro. Bu net maaş, vergiler hariç. 70 milyon avroya yakın oyuncu maaşı olan kulüplerimiz var. Onların hiçbir zaman muhasebesini tutmak bizi ilgilendirmez. Onların muhasebesini konuşmak iş ahlakına da spor ahlakına da uymaz.”

“Trabzonspor’un oyuncularının piyasa değeri, oyuncularına ödediği maaşın 4 katından fazla”

Ağaoğlu, bordo-mavili ekipte forma giyen oyuncuların piyasa değerine dikkat çekerek, “Trabzonspor’un oyuncularının piyasa değeri, oyuncularına ödediği maaşın 4 katından fazla. Bunun anlamı şu, kabiliyetli oyuncuları kadrosuna katıp geliştirip ya da yetiştirip şu değeri yakalayan ve ekonomisini dengeli şekilde götürmeye çalışan bir Trabzonspor var. Biz şampiyonluk mücadelesini bu takımlara karşı bu bütçeyle verdik. Bu bütçeyle bu mücadele verilmez diye bir şey yok, çok daha iyisi de verilebilir. Biz daha yolun başındayız. Biz bunu geliştirerek, eksiklerimizi ve hatalarımızı düzelterek yolumuza devam etmek zorundayız” diye konuştu.

Sörloth sitemi: “O gün alma diyenler, bugün satma diyor”

Sörloth’un sözleşmesini kurcalayan insanlar olduğunu kaydeden ve bunu eleştiren Ağaoğlu, “Sörloth’un sözleşmesini konuşurken ona Türkiye’ye geldiği zamanki yapılan tepkileri hatırlatırım. Trabzonspor’a gelmemesi için, sözleşme imzalamaması için çaba sarf edenler vardı. Adamın göstermiş olduğu performansa bakıp, ‘İngiltere’de bir gol atmış bir oyuncuyu nasıl alırsınız.’ diye bizi beceriksizlikle suçlayıp yerden yere vurdular. İtiraf edeyim ki sıkıntılı bir süreçti. Bir oyuncu transfer edilirken, 10 farklı kriteri bir araya getiriyorsunuz. Sörloth, 4-5 santrfor adayımız içinde en isimsiziydi. Neredeyse geçen sezon Crystal Palace’ın attığı gol kadar gol attı. Bilinçsiz eleştirilerden bazı insanların uzak kalması lazım. O gün alma diyenler, bugün satma diyor. Ne size sorarak aldık ne de size sorarak satarız.” ifadelerini kullandı.

Oyuncu alım-satımlarında kulüplerin prensipleri olduğunu anlatan Ağaoğlu, “Bugün Sörloth, Hasan, Hüseyin, Şaban gider yerine Ahmet, Mehmet, Mahmut gelir. Ama gelenlerin gidenlerin bir kademe üstüne çıkması lazım. Sörloth’un maaşını biz geldiği zaman paylaştık. Maaşı 1,5 milyon avro. KAP’a bildirdik, TFF’ye bildirdik. Ben kendi takımımdan sorumluyum. Kulübüne de senelik 375 bin avro veriyoruz. Maçların bu sene yüzde 50’sinden fazlasında oynadığında 6 milyon avro verip bonservisini alacağız. Geriye kalan hiç kimseyi ilgilendirmez. Oyuncuyla farklı sözleşmenin içine girip girmemek Trabzonspor’un tasarrufundadır.” diye konuştu.

“UEFA’dan alınan ceza transfer politikamızı değiştirdi”

Ahmet Ağaoğlu, UEFA tarafından Trabzonspor’a verilen Avrupa kupalarından bir yıl men cezasıyla ilgili şunları ifade etti:

“Tabii ki UEFA’dan alınan ceza transfer politikamızı değiştirdi. Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek bir kadroyla sadece Süper Lig’de devam edecek kadronun aynı olması mümkün değil. 32 hafta içerisinde 60’a yakın maç oynayacaktık. Bunun içinde Türkiye Kupası maçları, bünyenizdeki oyuncuların milli maçlarını da dahil ediyorum. Bir de Avrupa kupası olunca sayı epey yükseliyor. Alternatifli bir kadro tutmanız gerekiyordu. Bir diğer tarafı da finansal tarafı. Hala bir türlü anlaşılmayan ya da anlatılamayan transfer limiti harcaması var.

Avrupa kupalarına katılsaydık oradan gelecek bir gelir vardı. O gelirin de belirli bir oranını transferde kullanma şansınız vardı. Bundan mahrum olunca bizim 152 milyon lirayla sınırlı bir harcama bütçemiz var. Dolayısıyla bütçe olarak dar ama her zamanki gibi ekonomik ve maksimum seviyede verim alabileceğimiz oyuncuları transfer ettik. Şu an kadromuzda geçen yıla göre 5 yeni oyuncu var. Önümüzdeki bir hafta içinde de 1-2 oyuncu takviyesi daha yapılacak ve bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Takviyelerle zirve yarışının içinde olacak, şampiyonluk hedefleyen bir kadro yapısına sahip olacağımızı düşünüyoruz.”

“TFF’nin açıkladığı limitle bizim belirlediğimiz limit arasında 1-2 milyon lira fark vardı”

Ahmet Ağaoğlu, Türkiye Futbol Federasyonunun harcama limitleriyle kendilerinin düşündüğü limitin hemen hemen aynı olduğunu dile getirdi.

Harcama limitleriyle ilgili görüşlerini paylaşan Ağaoğlu, “TFF limitleri açıklamadan önce neredeyse 1, 1,5 ay önce biz kendi limitimizi belirlemiştik. TFF’nin açıkladığı limitle bizim belirlediğimiz limit arasında 1-2 milyon lira fark vardı. Sistem zaten belli. Bazı kulüplerin bununla alakalı olarak yapmış oldukları serzenişi de anlamam mümkün değil. Bu tamamen hesap kitap. Geliriniz gideriniz belli, gelir gider belli olduğu zaman zaten TFF’nin talimatı doğrultusunda onun ne kadarını kulüp harcama limitine harcayacağınız belli. Benim matematiğim pek iyi değildi ortaokul ve lisede ama ben bile hesabı yapabiliyorum. Şu anda belki 1-2 transfer daha derken, limiti zorlayacak transferler olacak. Bu arada kalacak farkı da bu süre içinde bulmanız lazım. Geçen sene oyuncu sattık, bu sene henüz satmadık. Bizim maaşları düşürmek mümkün değil. Kadro maliyetimiz 16,5 milyon avroydu. Bu sene kurdan dolayı 13 milyon avroya kadar geriledi. Bir de yüzde 20 ilavede futbolcu kazançlarına vergi geldiği için orada ciddi bir gerileme söz konusu.” değerlendirmesinde bulundu.

“Kulüpleri bekleyen çok çok ciddi sıkıntılar var”

Kulüplerin ekonomik durumunun kötü olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, şöyle konuştu:

“Trabzonspor her sene bir oyuncuyu ya yetiştirerek ya da geliştirerek satmak zorunda. Futbol kulüplerinin en önemli gelir kaynaklarından birisi futbolcu satışıdır. Naklen yayın gelirinde sıkıntıdayız. Sürekli yayıncı kuruluş indirim talebinde. Dün akşam Kulüpler Birliğinin, Sayın Bakanımız ile yaptığı toplantının en önemli konusuydu. Seyirci hasılatı, ürün satışı, reklam ve sponsorluk geliri, oyuncu satışı… Bunların hepsinde ciddi bir gerileme var. 2001 yılında bu ülke bir bankacılık krizi yaşadı. 8-10 banka battı. 2001 şubat krizi. Kulüplerin şu an içinde bulundukları da buna benzer. İnşallah korkulanlar gerçekleşmez. Yoksa kulüpleri bekleyen çok çok ciddi sıkıntılar var. Seyirci hasılatı yok, ürün satışı yüzde 50’nin altına düştü, yayın gelirinde sıkıntı var. Sponsor kazandığı sürece harcar. Genel anlamda da ülke ekonomisinde pandemiden dolayı daralma söz konusu. Dönüp dolaşıp oyuncu satışına gözümüzü çevirdik. Tüm Avrupa’da gelirler düştü. Yurt dışında önemli bir kulübün sportif direktörüyle konuştum. İngiltere’de 3-4 kulüp hariç, geriye kalan hiçbir kulüp transfere sıcak bakmıyor. Herkes kiralama yoluna başvuruyor. Özellikle Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor’da seyirci hasılatı, gelirin önemli bir kalemini teşkil eder. Hedeflediğiniz satış rakamları da olmuyor artık.”

Geldikleri dönemden sonra Trabzonspor’un yakaladığı sportif başarıya dikkati çeken Ağaoğlu, “2016-2018’de Trabzonspor’un iki sezonda topladığı puan 101. Bizim göreve geldiğimizden bu yana Trabzonspor’un iki senede topladığı puanlar, lig sıralamasında bizi 2. sıraya yerleştiriyor. Başakşehir, son 4-5 senede topladığı puanlarla ligin zirvesine oturuyor. Oyuncu kadrosunun maliyeti ve piyasa değerleri kıyaslandığında Trabzonspor’un çok büyük farkla diğer rakiplerinden pozitif anlamda ayrıştığını görüyoruz. Kadrodan giden oyuncuların yerine alınan oyunculara verilen parayla şu an için yüzde 60 oranında tasarruf sağladık.” ifadelerini kullandı.

“Sadece Trabzonspor ve Galatasaray açıklıyor”

Trabzonspor Kulübünün yapmış olduğu bütün transferlerin detaylarının kamuoyuyla paylaşıldığını aktaran Ağaoğlu, şunları kaydetti:

“Trabzonspor’un yapmış olduğu her transfer ve harcama, KAP yoluyla kamuoyuyla paylaşılıyor. Türkiye’de bunu yapan iki kulüp var. En ince detayına kadar, menajer ücreti de dahil olmak üzere paylaşan biri Galatasaray, biri Trabzonspor. Sistem değişse de Trabzonspor bunu paylaşır. Biz bu işi gönüllü yapıyoruz, dürüst yapmak zorundayız. Özellikle kendi camiamızla bunu paylaşmak zorundayız. Lisans talimatı olmadan önce mecburiyet mi vardı? Biz kendi yasamızı kendimiz çıkardık. Trabzonspor’un harcamalarının, gelirinin ancak yüzde 10’luk bir sınırı aşmasını öngören bir maddeyi tüzüğümüze ekledik. Aşarsa o dönemki yönetim sorumludur, dedik. Bu, almış olduğun görevin sorumluluğudur.”

“Ülkemiz yıllardır ekonomisinin ucunu IMF’ye bırakmıyor, sen de UEFA’ya, FIFA’ya bırakmayacaksın”

Ahmet Ağaoğlu, UEFA ve FIFA’nın bazı uygulamalarının hakkaniyetli olmadığını savundu.

Kendi dönemlerinde alınan transfer yasağı ve Avrupa kupalarından men cezası nedeniyle eleştirildiklerini ancak bunların 2016-2018 dönemlerinde yapılan hatalardan dolayı alındığını belirten Ağaoğlu, şöyle konuştu:

“Geçen sene savaştık ettik, bir sene erteleme aldık ama buraya kadar geldi. Devam de edebilirdi ama UEFA’nın veya FIFA’nın bazı uygulamalarının hakkaniyetle bağdaşmadığını ifade edebilirim. Manchester City ve diğer kulüp örnekleri var. Başka şeyler dönüyor, orada kendileri bile itiraf ettiler bunu. Bizim men cezamızın nasıl baskıdan kaynaklandığını örtülü olarak da olsa kendileri de ifade etti. İşi oraya bırakmayacaksınız. Hesabınızı kitabınızı doğru dürüst yapacaksınız. Nasıl ki ülkemiz yıllardır ekonomisinin ucunu IMF’ye bırakmıyor, sen de UEFA’ya, FIFA’ya bırakmayacaksın. Gelir gelmez bunu yaptık. İkinci ayımızda genel kurulu toplayıp 84. maddeyi değiştirip üzerimize bu yükü yükledik. Bazı kulüp başkanları ve TFF’den 1-2 yöneticinin ilk tepkileri, ‘Kendi ayağınıza sıktınız’ oldu. Özgürce harcama yapılamazmış, kimin parasını harcıyorsunuz. Ailesinin nafakasından kısarak gidip forma alan, harçlıklarını biriktirip maça gelen camianın parasını rahatça harcama özgürlüğünden mahrum kalmışız. Hiç kimsenin böyle bir hakkı yok. Bütün kulüpler için geçerli.”

“Her sabah kalkıyorum şöyle bin lirayı ceza için kenara ayırıyorum”

Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Zekeriya Alp ve yönetiminin 2 senelik süreçte görevden ayrılan üçüncü yönetim olduğuna dikkati çeken Ağaoğlu, “Bu süre içinde 3 MHK yönetim değişti. İki sene içinde 4. MHK değişikliği oldu. Hakem camiası çok geniş bir camia da değil ama 2 sene içinde 4. MHK yönetimi. MHK, federasyonun en fazla tartışılan kurumlardan, kurullarından birisi. Zekeriya Alp döneminde de istikrar olmayacağını adım gibi biliyordum ve açıklandığında Sayın Nihat Özdemir’e de bunu ifade ettim. Öyle bir hale geldi ki işler ağzınızdan çıkan her kelime yarın size para ve hak mahrumiyeti cezası olarak yansıyor. Nedenleri çok gizli kapaklı şeyler de değil kamuoyu da federasyon başkanı da biliyor. Bunu ifade etiğiniz zaman cezalar, hak mahrumiyeti, şahsıma para cezası… Ben her sabah kalkıyorum şöyle bin lirayı kenara ayırıyorum. Ondan sonra yola revan oluyoruz. Şu ifadeyi bile sportmenliğe aykırı değerlendirebilirler ve bir ceza yiyebiliriz. Herkesin bildiği nedeni de herhalde TFF başkanı da biliyordur.” ifadelerini kullandı.

“(Serdar Tatlı) Doğrusu olan bildiği doğrudan da taviz vermeyen bir insan”

MHK’nın yeni yönetim kurulunda başkan yardımcılığı döneminden hakem olarak tanıdığı isimlerin bulunduğunu dile getiren Ağaoğlu, şunları söyledi:

“Şahıs olarak Serdar Tatlı’yı tanırım, hakemliğini bilirim. Kendi doğrusu olan bir hakemdi. Galatasaray maçımızda çizgiyi geçti geçmedi tartışmaları olmuştu. Bizim oyunculara yardımcı hakem ‘haklısınız’ diyor ama o zaman telsiz yok. ‘Hocaya söyleyin, anlatın’ diyor. Bizim oyuncular da yardımcıya gitmesi için hocaya gidiyor. Serdar Tatlı ile sonra konuşuyoruz, ‘evet gitmedim, çünkü öyle gördüm’ diyor. Serdar Tatlı’nın yapısının karakterini ifade etmek için söyledim. Doğrusu olan bildiği doğrudan da taviz vermeyen bir insan. Sonra ‘Allah’tan Campbell maçı sırtladı da takımı da beni de kurtardı.’ dedi. Abitoğlu’nun hakemliğini bilirim, Erol Ersoy’un Kadir Tozlu aynı şekilde benim başkan yardımcılığım döneminde. Metin Tokat da vardı. İnşallah tartışmalardan uzak bir MHK olur. Tek temennim bu. 4 MHK gidiyor geliyor ama hakemler aynı hakemler. MHK’ların gitmesine neden olan sebepler, bu hakemlerin yönetimleri değil mi yoksa bilmediğimiz başka bir şey mi var. Sabah 1 lira ayırmıştım onun üzerine çıkmayalım daha fazla ayırmayalım. Umarım başarılı olurlar. O süreçlerinde bu saydığım isimler bize güven veren isimlerdi. En azından Tatlı’nın hakemlik yaparken hatalı bir kararı varsa hakem hatası olduğunu bilen bir insanım. İnşallah aynı duruşu burada da gösterir. Çünkü burada direnç göstermek önemli. Her taraftan kuşatmanın olduğu yer.” 

VAR uygulaması 

Ahmet Ağaoğlu, geçen sezon da önceki sezon da VAR Sistemi uygulamalarını başarılı bulmadığını ifade etti.

“Bir sistem geliyor, sistem belli, hakemin görmediğini göreceksin çağıracaksın.” diyen Ağaoğlu, “Mesela Medipol Başakşehir maçında Nwakaeme’yi çekip aşağıya indirdi görmedin mi kardeşim, Fırat görmedi yardımcı, 4. de görmedi VAR görmedi mi?” sorularını sordu. 

VAR yönetmeliğinin sık değişmesine dikkati çeken Ağaoğlu, “VAR yönetmeliği ile 50 defa oynadılar. Ofsayt çizgisiye oynuyorlar ya hani… Buradan çiziyor. Santra çizgisinin kenarından başlıyor. 18’in oradan korner çizgisine kadar gidiyor. 50 defa oynadılar. Bilmen ne pozisyonu olduğu zaman VAR orta hakemi çağırmaz. Niye, bu pozisyon penaltı, neden çağırmaz? Efendim VAR yönetemiliğine göre bilmem ne bilmen olduğu zaman yukardan da THY uçağı geçtiği zamlan yok AnadoluJet inişe geçtiği zaman bilmem neyin bilmem neden etkilenmesinden dolayı VAR… Bir yönetmelik çıkarırsınız herkesin malumu olur. Herkes de bilir sistem de efektif olarak çalışır.” eleştirilerinde bulundu.

VAR Sistemi’nin parasının kulüpler tarafından ödendiğini belirten Ağaoğlu, “22 milyon lira civarındaydı ilk geldiğinde bu sistem.Maçta oynanan futbol topununa kadar kulüpler ödüyor, biz ödüyoruz yani. Sistemin yönetmeliğiyle devamlı oynamamın bir anlamı yok. Orala bakıldığı zaman her şey görülüyor mu? yorumu size bırakıyorum. Öyle olsaydı zaten sistem de bu kadar tartışılmazdı. Sistemi tartışıyoruz böyle bir abukluk olabilir mi. Teknolojiyi tartışıyoruz düşünebiliyor musunuz. Biz top, taca kimin ayağından çıktıyı demiyoruz. Gazişehir Gaziantep maçında attığımız son dakika gol 9 pozisyon önceye gidildi, bazı pozisyonlarda da yarım pozisyon önceye gidilmedi. Bunlar soru işaretleri getiriyor. Bunların ortadan kalmaması lazım.” dedi.

VAR hakemlerinin konuşmalarının açıklanmasında şeffaflığın sakıncalı olabileceğini dile getiren Ağaoğlu, diyalogların muhataplarıyla paylaşılabileceğine değindi.

“Bağrı yanık bir kupa”

Ahmet Ağaoğlu, kazandıkları Türkiye Kupası’nın gündeme hiç gelmediğini belirterek “Ben müzedeki en masum kupa diyorum. O kupaya hiç kupa muamelesi yapılmadı. Bağrı yanık bir kupa.” göndermesinde bulundu.

Kulübün ekonomik olarak yönetimine yönelik eleştirileri “Avro cinsinden aldığımız tablodan 2 sene içinde geldiğimiz tablo bu. Kulübün o dönem avro olan borçlarını Türk lirasına döndürdük. Avro borçlandılar diye kimseyi de eleştirmiyorum. Daha uygun görmüş olabilirler. Farklı düşünceleri olabilir. Biz ileride sıkıntı yaratacağını düşünerek borçlanmada Türk lirasına döndük. Bütün borçlarımız da konsorsiyuma, onun dışında Allah’ın kuluna borcumuz yok. Yani Bankalar Birliği, yeniden yapılanma dediğimiz sisteme şu an itibarıyla borcumuz 107 milyon avro civarında 1 milyar Türk lirasının altında.” sözleriye yanıtladı.

Borsaya açık bir şirket olduklarını kaydeden Ağaoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Trabzonspor’un hissesi 2 senelik süreçte yüzde 320 civarında değer kazandı. Ekonomik olarak kulübe zarar verdiğimizi söyleyen insanların Gavur Dağı’ndaki suyla abdest olması lazım. Özveriyle kulübe hizmet etmeye çalışan yöneticilere haksızlık yapılmamalı. Bu kadar özveriyle hizmet etmeye çalışan yönetim kurulu kadrosu uzun zamandır olmadı. Bu işi Türkiye’de insanlar gönüllü yapıyor. Buna saygı duymak lazım. Allah sağlık, şifa versin. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, uzun zamandır ciddi bir rahatsızlıkla mücadele ediyor. ‘Beni hayata kulübüme olan sevgim bağlıyor’ veya ‘Kulübüme hizmet etme aşkım, sevgim, beni hayata bağlıyor. Eğer o olmasaydı hastalığım farklı seyredebilirdi.’ açıklamasını yaptı. İnsanların gönüllü yaptıkları bu kadar özveride fedakarlıkta bulundukları yerde bu insanlara eleştirilerin de hakkaniyet sınırları içinde olması gerekiyor. Bu işi gönül işi sevda olarak yapıyorsunuz. Ben futbolu sevmiyorum ki benimkisi Trabzonspor sevgisi, aşkı sevdası ve Trabzonspor’un bize yaşattığı mutlulukların, onurların, gururların karşısında verebileceksem bir şeyler verme çabası. Bana ne futboldan, tamam oynadığımız oyunun adı futbol ama sevdanın adı Trabzonspor.”

Şike davası sürecinin ardından uluslararası kurumlarda hak aramaya devam ettiklerini aktaran Ağaoğlu, şunları söyledi:

“FIFA’nın vermiş olduğu karara biz CAS’ta itiraz ettik. CAS da bizim itirazımızı yersiz buldu. FIFA Disiplin Komitesi, başvurumuzu ‘benim konum değil’ diyerek auta attı. Bunların hepsi zaten 80 kilometrelik bir alan içerisindedir. CAS’ın en büyük gelir kaynağı, beslendiği yer FIFA ve UEFA’dır. İşte gidersiniz oraya, dava biraz hafifse ortadan verirler kararı. Dava biraz yüksekse, farklı taraftan verirler kararı. CAS, ‘FIFA Disiplin Komitesi böyle bir tasarrufta bulunabilir.’ yanıtı verdi. Bizim dosyamızı kabul etmiyor. Bir kabul et, bak bakalım ne yazıyor içerisinde. En azından alırsın bakarsın, içinde ne yazıyor? Her şeyi bir tarafa bırak, al bir oku bakalım. Yok, reddediyor. CAS’a diyoruz ki, buradaki uyuşmazlıkların tahkim mahkemesi sensin, onun için buraya kurulmuşsun, bir bak şuna. FIFA Disiplin Komitesi bu dosyayı kabul etme veya reddetme hakkına sahip. Orada bir iddia varsa kabul etmek zorunda. Bir iddia var, al bak. Olmadı ‘Sen iddianda haksızsın.’ de. Niye önden kesiyorsun. Çünkü var bir şey, net. Önünü kesiyorsun.”

“Tazminat değil ki bu, davanın masrafı”

FIFA ve CAS’ta sonuç alınamayan davalarda İsviçre Federal Mahkemesine başvurulduğunu hatırlatan Trabzonspor Başkanı Ağaoğlu, “İsviçre Federal Mahkemesi davanın esasına bakmaz, usulüne bakar. Belgeler zamanında sunulmuş mu, sana savunma hakkı verilmiş mi, duruşmada şu olmuş mu gibi… Sadece usule bakar. Usulde bir uygunsuzluk yok diye İsviçre Federal Mahkemesi böyle bir karar verdi. Karar bu, burada karar kimseyi aklayıp paklamıyor yani.” şeklinde konuştu. 

Ağaoğlu, konuyla ilgili Fenerbahçe Kulübünün açıklamasına yönelik, “Efendim, Fenerbahçe Kulubüne 17 bin İsviçre Frangı tazminat ödenecekmiş. Tazminat değil ki bu, mahkeme masrafı. Bir dava açarsınız, davanın masrafı vardır. Davanız reddedilirse, dünyanın her yerinde bütün mahkemeler masrafların davayı açan tarafından karşılanmasına karar verir. Sen kalkar bunu kendi kamuoyuna tazminat diye anlatırsan, ya orada anlamada bir sıkıntı var, ya da senin amacın farklı. Eğer o yazılandan anladıkları oysa, gerçekten büyük sıkıntı var. Biz de konuyu bütün açıklığıyla kamuoyuyla paylaşmak zorunda kaldık.” ifadelerini kullandı.

Gerekçeli kararın İsviçre’deki avukatlarına gönderildiğini anlatan Ağaoğlu, “Tekrar tekrar söylüyorum. Ne tazminatı? Mahkeme masrafıdır bu. O zaman açsınlar bakalım tazminat davasını. Tazminat davası açarsınız, açtığınız zaman lehinizde veya aleyhinizde bir karar verilir. Onun adı tazminat davasıdır.” diye konuştu.

Kovid-19 salgınının spora etkileri

Türkiye Golf Federasyonu Başkanlığı görevini de yürüten Ağaoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının etkilerine değinerek, “Pandemi, profesyonel ve amatör golfte çok büyük sıkıntı yarattı. Bu olay tabii sadece golfle sınırlı değil. Golf turizmini etkiledi, turizmi genel anlamda etkiledi. Seyahatleri etkiledi.” açıklamasında bulundu.

Ağaoğlu, salgınının sporu genel anlamda çok olumsuz etkilediğini kaydederek, “Bunun en basit örneği, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın 2021’e ertelenmesi. 2021’de de eğer bu seyir devam ederse, yapılması mümkün değil. Şu andaki haliyle devam etse dahi bana göre yapılması mümkün değil. Bütün organizasyonlar bundan ciddi şekilde etkilendi. Sadece futbol ekonomisi değil, spor ekonomisi genel anlamda çok ciddi kayıplar yaşadı, yaşamaya da devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Salgından bütün dünyanın bir an önce kurtulması temennisinde bulunan Ağaoğlu, “Futbol pek çok şeyinden mahrum şu anda. Taraftar desteğinden mahrumsunuz. Ekonomisini bir tarafa bırakın, size en büyük heyecanı, futbola en büyük hazzı seyirci veriyor. Son zamanlarda bizim seyirci ortalamamız 32-33 binlere ulaşmıştı. Kadın taraftar oranında Türkiye’de bir numarayız. Bu kadar güzel hava yakalamışken, bir anda mahrum kalmak… ‘Tadı tuzu yok.’ diyorlar ya….” diyerek sözlerini tamamladı.

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı