Ahmet Ağaoğlu’ndan açıklamalar
Kadir Özcan Tesisleri Nizamettin Algan Salonu’nda gerçekleşen Trabzonspor’un 52. Olağan Divan Genel Kurulu’nda konuşan Ağaoğlu, özellikle divan toplantısının denetleme bölümünü kendisinin de hassasiyetle beklediğini belirterek, “Denetleme kurulumuzun yapmış olduğu denetleme neticesinde Trabzonspor’un konsilide borcu 1 milyar 981 milyon lira. Bunda geçmiş dönem borçlarından kaynaklanan kredi borçlarının özellikle faizi ve kur farkı çok önemli bir paydayı teşkil ediyor. Fakat yine de yabancı para cinsinden değerlendirecek olursak 185 milyon avro gibi bir borç ile devraldığımız kulübümüzün bugün 108 milyon civarında bir borca doğru gerilediğini görüyoruz. Geçen seneki gelirlerimiz 791 milyon, giderlerimiz 780 milyon. Bu giderlerin içerisinde yine çok önemli bir bölümü kur farkı ve faiz gideri oluşturuyor maalesef.” ifadelerini kullandı.
“Başarısız olduğum zaman da eğer görevdeysem görevimi bırakır giderim”
Trabzon’da yapılması planlanan yeni havaalanı projesi içerisinde kulüp tesislerinin yüzde 90’ının istimlaka gideceğini ileri süren Ağaoğlu, “Ben şahsen eski bir pilot olarak birazda havacılıkta bilgisi olan birisi olarak Trabzon’un daha büyük bir havaalanına ve aşağıya doğru bütün spor tesislerini de içine alarak bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Mevcut havaalanı günde 250 hatta 300 uçağa kadar iniş kalkışı rahatlıkla kaldırabilecek bir kapasitede. Mevcut apronların yanına yapılacak ilavelerle de bu tür sıkıntılar kesinlikle giderilir. Sadece şunu söylüyorum. Bu şehrin yeni bir havaalanına ihtiyacı yok. Bu şehrin spor tesislerine ihtiyacı var. Oradaki spor tesisleri ve Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri istimlak edilerek böyle bir şeyin içerisine girilirse ben bu konuda sonuna kadar direnç gösteririm. Başarısız olduğum zaman da eğer görevdeysem görevimi bırakır giderim. Trabzonspor’u öyle bir tesisten mahrum bırakmak Trabzonspor’a yapılacak ihanetlerin en büyüğüdür. Ona da engel olamazsam ben o gün o görevi bırakır giderim.” şeklinde konuştu.
Yönetim olarak eleştirilmesi gereken en büyük eksiklerinin alt yapı olduğunun altını çizen Ağaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yönetime geldiğimizden beri yapmış olduğumuz çalışmalar sadece ve sadece Özkan Sümer Futbol Akademisi’nin Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan alınarak Trabzonspor Kulübüne tahsisi ve orada dört dörtlük tesis olarak fitness salonları, derslikleri, yatakhaneleri, restoranları, dinlenme salonları ile eğitim salonları ve hocaları, profesyonellerin görev yapacağı modern ofislerin ötesinde biz Trabzonspor Kulübü’nün altyapısının ötesinde sağlam bir zemin üzerinde oturtamadık. Yıllardır süren sıkıntılar vardı. Buna ilave olarak da yaşanan pandemi dönemi ve 1 yıl gibi uzun bir süre bırakın maç yapmayı antrenman dahi yapamadığı bir süreçten geçtik. Avrupa’da çok büyük kulüplerin danışmanlığını yapan, altyapı plan ve programlarını hazırlayan ve bunları da 2 yıl gibi bir süreçte sürekli olarak denetleyen ve buna göre raporlayan Belçika’dan Double Pass şirketi ile bir sözleşme imzaladık ve bu doğrultudaki çalışmalarımız da geçen hafta itibariyle başladı. Bir yıl içerisinde çok ciddi mesafe kat edeceğimize inanıyorum. Yönetime geldiğimiz zaman başarı ama sürdürülebilir bir başarı sözü vererek geldik. Trabzonspor gibi bir kulübün sürdürülebilir bir başarıyı elde edebilmesi için ciddi bir şekilde verimli alt yapıya ihtiyacı var. Bizim bütçemiz yaklaşık olarak, maaş bütçemizi 32 milyon euro olarak düşünürsek 60 milyon euro civarında bir gider söz konusu bu yıl için. Şampiyonlar Ligi’ni Play-Off’tan kaybettik. Oradan 12 milyon euro gibi bir kayıp söz konusu ama altyapıdan yetiştirdiğimiz ve geçtiğimiz sene sadece 12 maç oynayan 19 yaşındaki Ahmetcan’ı, Ajax gibi Avrupa’nın bu konudaki altyapıya ve genç oyuncuya yatırım yapma konusunda en hassas olan en ciddi kulübüne 9,5 milyon euroya sattık. Bir taraftan verdiğiniz açığı diğer taraftan altyapıdan yetiştirdiğimiz bir çocuk kapattı.”
“İyi bir hazırlık dönemi geçiremedik”
Sezona arzu ettikleri gibi başlayamadıklarını vurgulayan Ağaoğlu, “Şu anda 21 puanla zirvenin ortağıyız. 11 maç oynandı. Bu haftayı bay geçiyoruz geride 24 maç var ve alınacak olan 72 puan var. Biraz sıkıntılı olarak algılanan sürecin nedenlerinden bahsetmek istiyorum. İyi bir hazırlık dönemi geçiremedik. Yerli ve yabancı 12 oyuncumuz Avrupa Milletler Kupası’nda görev yapan oyunculardı ve bunların tamamı hazırlık kampımızın ilk dönemine iştirak edemediler. 8 yeni transferimiz ki bu bana göre ciddi bir sayı. Takım içinde de zaman zaman 5-6 yeni oyuncuyla oynadığımızı da düşünürsek bir yeniden yapılandırma söz konusu. Dolayısıyla kadroda böyle bir uyum süreci ve uyum sorunu yaşamış olduk. Transferin son gününde gerçekleşen transferler de yönetim veya izleme zafiyetinden oluşmadı. İlk başlarda talip olduğunuz oyuncular bonservis ücreti olarak 10-12 milyon avrolardan başlayıp en son transferin kapanmasına 2-3 hafta kala 3-4 milyon, 2,5 milyon avrolara düşmüştür. Bizim de transfer sezonun başında 8-10 milyon avroları verebilecek bir maddi gücümüz yoktu. Öyle bir maddi gücümüz olsaydı dahi 2 ay sonra 2-3 milyon avroya alabileceğiniz bir oyuncuya o parayı vermek de israftan başka bir şey değildi.” yorumunda bulundu.
“Şampiyonun kim olacağını hep birlikte göreceğiz”
Ağaoğlu, rakip takımların da çok ciddi transferler ve çok ciddi yatırımlar yaptığını hatırlatarak, “Çok agresif olarak başladılar lige. İşte, ‘100. yıl şampiyonuyuz’, A takımının yılı, B takımının yılı diye bu takımların başkan ve hocaları söylüyor. Şampiyonluk mücadelesi veren 5-6 kulüp var ve Trabzonspor Kulübü de bu kulüplerden bir tanesi. Mayıs ayı geldiği zaman hakemin son bitiş düdüğü ile geçen sene söylediğimiz şeyi aynen tekrar ediyoruz, şampiyonun kim olacağını hep birlikte göreceğiz, hep birlikte alkışlayacağız ve o alkışlayacağımız takım da inşallah Trabzonspor olacaktır.” diye konuştu.
“Böyle bir dünya yok”
Ahmet Ağaoğlu, Trabzonspor olarak hakemlere karşı duruşlarını devam ettirdiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Trabzonspor Kulübü hakemlerle ilgili 1 senedir konuşmuyor. Onun için hakemlerin müsaadesine mazhar bir kulüp haline geldi deniyor. Eğer konuşmamakla hakemlerin müsaadesine mazhar olunuyorsa o zaman siz de susun, siz de konuşmayın. Böylelikle işin içinden çok rahatlıkla çıkmış olursunuz. Yönetim kurulu olarak bu kararı aldık. O zaman o dönem Kulüpler Birliği başkanıydım. Diğer kulüp başkanlarımızdan da rica ettim, bu sadece bir öneriydi. Katılan katıldı, katılmayan katılmadı. Trabzonspor olarak 1 senedir bu duruşumuzu devam ettiriyoruz. Hakem hatası ile kaybettiğim puan yok mu? Tabi ki var. Lehimize ve aleyhimize çalınan düdükler yok mu? Var. Rakiplerimizin de aynı şekilde lehlerine ve aleyhlerine çalınan düdükler var ama yüzde 95 penaltı olan bir pozisyonda çıkıp hakemleri insafsızca eleştirdiğin yerde ertesi hafta rakip oyuncunun sırtından dönen topa penaltı çaldığı zaman da çıkıp konuşacaksın ya da benim gibi hiç konuşmayacaksın. Rakibin sırtından top dönüyor, sırtından dönen topa lehte penaltı çalıyor ama ağzını açmıyorsun. Böyle bir dünya yok. Bu tür yaklaşımlar bu tür ifadeler samimiyetten uzak ifadelerdir. Hakemlerle alakalı sorunlar Türkiye Futbol Federasyonunun sorunudur. Futbol Federasyonu yönetimi görev başına geldiği zaman zaman istedi. Kasım ayının ortasına kadar yani Dünya Kupası için verilecek araya kadar bir zaman istedi. İkinci haftadan itibaren yeri göğü sarsmaya başladık. Bana göre affınıza sığınarak, bu bir Trabzonspor duruşudur, bu bir Trabzonspor davranışıdır. Bu olaylara Trabzonspor Kulübünün bakış açısıdır diye değerlendirdim ve nitelendirdim. Yanlış olduğunu zannetmiyorum. Çünkü camiamdan bu konuda hiçbir eleştiri almadım.”