“Alsancak Altay’ındır” diyen Zorlu, “11 Şubat 2000 tarihinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Altay arasında, benim de imzamın olduğu protokol uyarınca stadın isminin Altay Alsancak Stadı olması karara bağlandı” dedi.
Süreç hakkında da bilgilendirme yapan Nafiz Zorlu, “Altay ile Altay Alsancak Stadı bir bütündür. Sahanın kömür tozları ile kaplı olduğu dönemlerde antrenmanlarımızı burada yaptık. Ayfer Elmastaşoğlu, Varol Ürkmez ve Feridun Öztürk gibi oyuncular ile Altaylılar burada bütünleşti, Mustafa Denizli burada yetişti. İsmail Hakkı Güngör’ün Beden Terbiyesi Genel Müdürü olduğu dönemde babam Mazhar Zorlu’nun girişimleriyle stadın cadde tarafında kulüp binamız inşa edildi ve bu bağ daha da güçlendi” diye konuştu.
2000’li yıllara gelindiğinde Altay’ın Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş ile Türk futbolunda öncü bir hamle yaptığına dikkat çeken Zorlu, “1998’de Alsancak Stadı’nın intifa hakkını aldık, stadın ismi Altay Alsancak Stadı oldu. Böylelikle stat ile Altay arasında üçüncü bir bağ oluştu. 1998-2000 yılları arasında benim başkanlık yaptığım dönemde önemli paralar harcayarak soyunma odalarını ve koltukları yeniledik, zemini yaptık, ışıklandırmayı iyileştirdik, kapı ve ses sistemleri ile turnikeler kurduk. Bu sayede Inter Toto Kupası ve Ümit Milli Takım maçlarının burada gece oynanmasını sağladık” yorumu yaptı.
Deprem riskini en aza indirmek o dönemde kolon güçlendirmesi de yapıldığını hatırlatan Eski Altay Başkanı Nafiz Zorlu, “Stadın bütün patronajı (yönetim) her zaman bizdeydi. Hatta çok da ahlaki bir tavırla kendimiz Atatürk Stadı’na gidip, diğer İzmir kulüplerinin Altay Alsancak Stadı’nda oynamasına izin verdik. Ancak iki yıl içerisinde gelinen noktada Türkiye’de bütün kulüpler para harcamadan stat sahibi olmaya başladı ve ortaya haksız bir rekabet çıktı. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin ile Gençlik ve Spor İl Müdürü Sabri Sadıklar döneminde stattaki haklarımızı yeniden aldık. AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde temeli atıldı.” dedi.
Nafiz Zorlu, 1998’den bu yana stadın haklarının Altay’da olduğunu, stadın isminin Altay Alsancak Stadı olduğunu, stat ile kulüp arasında ayrılmaz duygusal ve resmi bir bağ olduğunu ısrarla belirterek, “Kısacası Altay Alsancak Stadı, yıllarca orada antrenman ve maç oynayan, stadı modernize eden, bakımı ve restorasyonu için büyük paralar harcayan, emek verip onu gözünden bile sakınan Altay’ındır. Bunun dışında bir düşünceyi kabul etmem mümkün değildir. Altay ile Altay Alsancak Stadı birbiriyle özdeşleşen ve artık ayrılmaz bir parçadır” diye konuştu.
