Aykut Kocaman: Hedefimiz 1.8 puan ortalamasının üzerine çıkmak
Yeni sezon hazırlıklarını Bolu’da sürdüren Medipol Başakşehir’de teknik direktör Aykut Kocaman, açıklamalarda bulundu. Son derece iyi bir kamp geçirdiklerini dile getiren Aykut Kocaman, “Daha evvel geleneksel bizim bu tip toplantılarda bu tip sorulara karşı verdiğimiz cevap böyle. Maç olmayan haftalar, oyuncular uzun bir ayrılıktan sonra geliyor. Çok iştahlı, oyuna aç geliyorlar. Hem bu hal, aynı zamanda da yer tutma isteği antrenmanların temposunu yükseltiyor. Davranış bilincini olumlu yapıyor. Maçta olmayınca her şey iyi gözüküyor. Bütün bunların hepsinin cevabı maçlar başladığında görünecek” ifadelerini kullandı.
“Toparlanma süreci gerçekten sıkıntılı ve uzun oldu”
Tecrübeli teknik adam, Başakşehir’in geçtiğimiz sezonunu hakkında, “Çok safhaları var geçen sezonun ama hangi tarafından, neresini toparlayarak götüreyim diye başlamak kolay değil. En doğrusu şu. Başakşehir olduktan sonra 2014 yılından beri öyle bir sezon yaşanmadı, ilk 4 içinde kaldı. Bu taraftan bakılınca ufak bir teknik ayar ve ortalamaların kendi haline gelme durumu gerekiyordu. Geçen sene buna uygun bir sezon olarak gözüktü ama bu kadar mıydı? değildi. Çok sert oldu. Bu kadar yüksekte uçup ufak bir dinlenme ihtiyacı olur herkeste. Başakşehir içinde söz konusuydu ama beklenenden çok sert oldu. Bunun gerekçelerine girmek lazım. Bunların en başında şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi var. Bu hepimize ait bir durum. Şampiyonluk çok zor, özellikle Türkiye gibi ülkede 4 tane büyük takım arasından sıyrılıp, diğer ülkelere göre çok daha zor. Bunu başarmışsınız. Diğer taraftan Şampiyonlar Ligi başlıyor, çok az bir süre var ve ona göre hazırlanma ve hayal etme durumuna giriyorsunuz. Şampiyonlar Ligi’ne doğru zihinsel olarak yönelme iyi ama öbür taraftan yoğunluk var. Buna doğru dönünce arkasından gelen grupta sıra dışı grubu olunca oyuncuların ve kulübün orada kendini temsil etme hissiyatı fazlalaşıyor. Bunun yarattığı en önemli etki zihinsel fiziksel ve duygusal olarak aşınma. Buna uygun bir şekilde gerçekleşti. Ciddi bir tahribat oluşturduğunu gördüm dışarıdan. Bununla beraber nasıl olsa biz şampiyon olduk, Şampiyonlar Ligi’nde Manchester United, Paris Saint Germain ile kafa kafaya oynuyoruz, lig nasıl olsa duygusu oluyor. Bu aslında bizim içimizdeki en ölümcül yer, duygusal ve zihinsel anlamda. Sanki Başakşehir bu sırayla tuzak dememek lazım ama bu tuzaklara düştü. Hakikatten birbirinden artık yavaş yavaş şampiyonuz, iyiyiz ama öteki taraftan acabanın olduğu döneme geldik. Bununla beraber gözlemlediğim şeylerden biri de birbirinden ayrışmış gruptu. En başından anlattıklarımdan, yükseliş hikayesi ve duygusal, zihinsel olarak tahribata uğramanın getirdiği yerlerden sonra en son geldiğimiz nokta birbirinden biraz daha ayrı. Özgüvenin tavan yaptıktan sonra dağılmasına gelen bir takımla karşılaştık. Toparlanma süreci gerçekten sıkıntılı ve uzun oldu. Başakşehir’in özelliğini söyleme lazım. 2014’ten sonraki süreçte sadece 2 teknik adamla çalıştı. Okan Buruk ve Abdullah Avcı.. Ben üçüncü oldum. Yine Başakşehir’in bu anlamdaki özelliği için söyledim. Normal şartlarda işe başladıktan sonra beklenen şuydu. En azından bir derlenip toparlanma görüntüsüyle beraber puanların toplanması. Geldikten sonra ilk 4 hafta mağlup oldu takım. En azından bir takım gerekçeler vardı. Oyunlar olarak da nispeten dirençli oyun vardı. Bunları bir tarafa koyarak söylüyorum. 4 maç arka arkaya, arkasından 2 beraberlik sonra sıkıntılar, 7 maç kazanamadık. Burada benim kişisel olarak Türk futbolundaki pozisyonum, kazandığım kredi mutlaka var ama ne kadar olur yüzde 5, 10 bilemiyorum. Bence Başakşehir’in kendine ait oluşturduğu bir kültür ortaya çıktı. Başka bir kulüp olsa mümkün değildi. Kulüp tarafından da, çalıştırıcı tarafından da kolay hazmedilecek bir durum değil. Benim bu konudaki bir takım acabalarla dolu günlerimde dahi kulüp bütün anlamıyla, bütün gücüyle bunun bir proje olduğunu, uzun soluklu olduğunu, yaşananların nedenlerini bildiklerini söylediler. Aynen öyle oldu. Özellikle Antalya maçıyla derlenme başladı. Kolay pozisyon vermeme, rakip kırılganlığı biraz daha azalmaya başladı. Sonra Antalya maçından sonra sonuçlar çok, hemen dönmese de oyun yapmak istediğimiz yere doğru gitme sinyalleri vardı. Esas dönüş Fenerbahçe maçıyla oldu. Fenerbahçe maçıyla beraber yeni bir kadro yapılanmasına götürmeye karar verdik. Geride kalan maçlarda edindiklerimiz bilgilerle beraber dönüşüm başladı. Fenerbahçe maçına temel durumları bilemediğimiz için şanssızlık demek lazım. Bazen sadece bunu bununla açıklıyorsunuz. Ama Fenerbahçe maçının hemen arkasından arka arkaya 7 maçın 5’inde gol yemedik, sadece 2 gol yedik ve 15 puan aldık. Doğal Başakşehir ortalamalarına doğru yol aldık. Şimdi bu kampla beraber bir taraftan doğrusuyla yanlışıyla, oyuncu seçimleriyle, ayrılan katılan ve tutulan oyuncular. Yine doğrusuyla yanlışıyla oyun seçimiyle kalanlar, yapabileceklerimiz ve geçen senelerde Başakşehir’in yukarı çıktığı ve ufak bir düşüş olduğu dönemi bularak oyunu bulma durumu oldu. Abdullah Avcı’nın ilk çıkarttığı oyuna doğru yapmaya çalışıyoruz, çalışacağız da. Şuan için olumlu tarafların çok yüksek olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.
“Dinlenmemiş oyuncuya yüklenme yapmak kadar yanlış bir şey olamaz”
Aykut Kocaman, takımın bir buçuk ay kadar dinlendiğini ifade ederek, “5 Temmuz’da başladık. Diğer takımlardan birkaç gün fazla izin vermek istedim, bilerek yaptım. Özellikle o pandemiden sonraki süreçteki yoğun maç trafiği ve Sivas’la beraber en fazla maç yapan takım olduk. Sürekli maç, antrenman trafiğinde hiç olmazsa zihinsel olarak 2 gün fazla izin, zihinsel olarak bunu düşündüğümü hissetsinler diye fazla izin verdim. Doyurucu bir dinlenme dönemi, en azından zamansal olarak verdik. Herkes bunu bireysel değerlendiriyor. En azından biz onlara sunduk. Bizim işimizde sporculukta yüklenme çok önemli ama dinlenmede çok önemli. Dinlenmemiş oyuncuya yüklenme yapmak kadar yanlış bir şey olamaz” şeklinde konuştu.
“Başakşehir’in ama bu son 1 yıl uçurumun kenarında yaşanmış, oyuncu profilleri değişmiş”
Medipol Başakşehir’in gelecek sezon planlamasına hakkında konuşan Aykut Kocaman, “Zamanla dönüşüyoruz evet ama ana hatlarıyla aynıdır. Ama ben sahada ne yaptığını bilen, rakibe saygı duyan ve gücünü bilen bir takım istiyorum. Eğer kendi limitlerinizde oynamazsanız, bir maçı bir adım geride kalmaya başlarsanız hangi klasmanda olursa olsun o rakip U19-U20 takımları da olabilir. Biraz oyununuzu yumuşatmaya başlarsanız oyunun ritmini kaybedersiniz. Hiç sevmediğim bir şey. Genel olarak rahat bir insanım, oyuncularla olan ilişkimde ama saha bu konudaki katı olduğum yerlerden bir tanesi. En temel şey de burada rakibe saygı, onu ölçme ve kendine saygı. Esas amaç buralara gitmek olacak. Sahada ne yaptığını bilen, yaşadıklarına göre ne yapması gerektiğini bilen ve bu takıma doğru götürmeye çalışacağız. Diğer taraftan da puan ortalaması olarak hedefim 1.8’in üstüne çıkmak. 2 demek çok iddialı olur yeniden dönüşüm için. Buna hazır bir hafızası var Başakşehir’in ama bu son 1 yıl uçurumun kenarında yaşanmış, oyuncu profilleri değişmiş. Tekrar genetik yapısına götürürken ufak dalgalanmalar olabilir ama 1.8’in üzerine çıkıp 2’leri yakalayabilirsek çok doğru bir iş yapmış oluruz. Oyunu tek yönlü düşünmeyeceğiz. Esas amaç topun bizde olmasını isteyeceğiz. Gücümüz yettiği kadar bunu yapmak isteyeceğiz. Temel olarak sezonun büyük bölümünde topun daha fazla bizde kalmasını isteyeceğiz. En değerli oyuncu, oyun kurma anlamına geliyor kaleciler artık. Kalecileri de işin içine dahil ederek bütün oyuncularla atak yapan bir takım haline gelmeye çalışacağız. Bunları söylerken kolay ama hem yapmak için sürece ihtiyaç olarak yapmanın da kolay olmadığı şeyler. Ana hikayemizi bunun üstüne inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Savunma futbolu oynatıyor söylemleri son derece komik”
Aykut Kocaman, hakkında; ‘Savunma futbolu oynatıyor’ söylemleri ile ilgili olarak ise, “Bunun tabii ki kök nedenini tahmin edebiliyorum ama biliyorum demek iddialı olur. Geçmişi 2011’e uzanan bir nedeni var. Hatta 2010 yılına kadar olan bir geçmiş. Bu tahmin tabi. Bunu bildiğim zaman söylerim. Ama bu benim için son derece komik, sıradan ve saçma sapan bir durum, ilgilenmiyorum. Dalga geçiyorum, ‘3. bölgede defansif yapan bir takımız’ diyoruz. Bütün takımların daha fazla 3. bölgede oynama gayretinde olan takımlarımız oldu. Bunu bir şekilde başarıyoruz. Ama hakikatten bu sadece benim sıkıntım, değil ülkemiz futbolunun da sıkıntısı bu saçmalıklar. Ben alıştım, umurumda değil. Bilenlerde biliyor ne olduğunu. Her şeyde ortadayken bu saçmalıkların konuşulması garip bir durum” diye konuştu.
“1 veya 2 oyuncu talebimiz olabilir”
Tecrübeli teknik adam, transferden önce kadroda bir düzeltme yapmaları gerektiğini belirterek, “Yaş ortalamasını düşürmek ve aynı zamanda da yorgun olduğunu düşünüyoruz. Faydalanma ihtimalimizin düşük olduğu oyuncularla ayrılma seansıydı. Nispeten bu konuda yol aldık. İkinci hamlede benim bulunduğum dönemde de, sadece kendi bulunduğum dönem değil önceki dönemleri de anlarım. Oradan gelen bilgiler kulübün içinde olan insanlarla olan bilgilerle eksik olduğunu, tedaviye ihtiyaç 3 pozisyon vardı. Oralara hamleleri yaptık gibi gözüküyor. Hem Şener’le hem Lima ile Zulj ile önemli bir hamle yaptık. Muhammet’in de takıma dönmüş olması bugüne kadar ki antrenmanlarla beraber bize güç verecek gibi gözüküyor, Muhammet bu halini sürdürürse. Sezonu tamamlama süreci nasıl gider bilemiyoruz ama sezonun içinde bize güç katacak bir hamle olacak. Dolayısıyla şimdi hazırlık maçlarını bir oynayıp, birinci kampı bitirip, arkadaşlarımızla tekrar değerlendirme yapıp nerelere gidiyoruz diye belki ona göre yönetime 1 veya 2 oyuncu talebi olabilir. Şu ana kadar görüntüler eğer ölçü olacaksa doyurucu gibi gözüküyor” şeklinde konuştu.
“Yabancı sınırı konusunda üretmeyi teşvik etmeliyiz”
TFF’nin aldığı yabancı oyuncu kuralına değinen Aykut Kocaman, “Dünyanın geldiği bu evrede futbolun geldiği bu evrede yabancı kısıtlamalarında çok fazla konuşmamak gerekiyor, yeni bir kapı açılana kadar. Ben yabancı konusunun var olan bugün değil, geçen dönemlerde var olan durumla beraber doğruya yakın olduğunu düşünüyorum. Eklemem gereken şu. Biraz daha oyuncu üretmeyi teşvik eder hale getirebilirse federasyon, bence ehveni şer denen, kötünün hiçbir zaman bu konuda uzlaşı olmayacaktır. Her seferinde bir taraf yanlış olduğunu haklı gerekçelerle ihva edecek. Ehveni şer tam da böyle bir şey. Sayıyı geçen yıllarda olduğu gibi var olan sayılarla götürüp arkadaki diğer 14 kişiyi periyodik olarak, önce sadece 14 kişide kalabilir ama üretmeye başlayınca kendiliğinden ister istemez azalacaktır doğru üretimle. Üreteni teşvik etme durumuna gitmek yolunda. Öbür türlü aynı anlamsız tartışmaların içinde yorulacağız” şeklinde konuştu.
Kocaman, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin yıl dönümüyle alakalı ise şunları dile getirdi:
“Türk halkının ferasetini gösteren en güzel günlerden bir tanesiydi. Allah bir kere daha göstermesin.”