Barbaros Gözneli: Vahim bir durumdan buralara geldik
Barbaros Gözneli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki kulüplerin çoğunda maddi anlamda sıkıntılar var, yalnız buradaki durum biraz daha vahimdi. Süper Lig’de gelirler çok daha fazla, 1. Lig’de ise gelirler çok fazla değil. Federasyondan gelen para, kulüpler için can suyu. Ne yazık ki geçen sene son oynanan Eskişehirspor maçından sonra, bu sene federasyondan alacağımız bütün para banka kredisiyle çekildi. Bu sene federasyondan bir kuruş gelmeden Abdullah Abat ve yönetimi, kendi imkanlarıyla kulübü buralara kadar getirdi. Geçtiğimiz sezondan borçlar olduğu için kısa vadeli hedef, oyuncu maliyetini düşürmekti. Ayrıca FIFA yasakları kaldırıldı. Bunu başardık. Orta vadeli hedef de puan tablosunda güvenli bir yere gelmek ve bir dahaki senenin takım iskeletini oluşturmaktı, bunu da başardık. Maddi sıkıntılara rağmen çok büyük iş başarıldı. Vahim bir durumdan buralara geldik.” ifadelerini kullandı.
“Kulüpler ya anonim şirket olmalı ya da bu olmayacaksa yukarıda bir denetim mekanizması olmalı. Her yönetim yaptığı borçlardan sorumlu olmalı ki fütursuzca kulübün parasını bu kadar rahat bir şekilde harcayamasın. Bir sonraki gelen yönetim de böyle sıkıntılarla uğraşmasın.” diyen Gözneli, şunları kaydetti:
“Şöyle bir örnek vereyim, 6 sezon önce İsveç liginden transfer edilen Prijovic, bir sezon sonra Legia Varşova’ya satılıyor. Boluspor satışından, hatta ikinci ve üçüncü satışından da para kazanıyor ama Prijovic’in alındığı İsveç kulübüne ödenmesi gereken para şimdi bizim karşımıza çıkıyor. 30 Nisan’da bu parayı ödememiz gerekiyor. Sezon başında birçok FIFA yasağı vardı, bunları kaldırdık. Sezon başında federasyona eğitim için gittiğimde kimsenin bilmediği ekstradan bir dosya daha çıktı. Yönetim kurulu üyeleri apar topar buldukları parayla o borcu da ödedi. Eğer federasyonda bunu sormasaydım, yeni transferlerin lisansı çıkartılamayacak ve sezonun ilk maçı olan Keçiörengücü karşılaşmasında oynayamayacaklardı. Bu da bir skandal olurdu. Boluspor böyle evrelerden geçti. Roma da bir günde kurulmadı. Bazı iyi şeyler, süreç gerektiriyor. Başkanımız Abdullah Abat yönetiminde Boluspor başarılı bir süreç geçirdi.”
Kulüp başkanı Abdullah Abat’ın ligin başlamasına 1 ay, kendisinin de 17 gün kala göreve geldiğinin altını çizen Boluspor Sportif Direktörü, “Geçen sezon Osmanlıspor’dan (Şu anki adı Ankaraspor) üç puan silinmese küme düşmüş bir Boluspor vardı. Böyle bir ortamda başkan Sayın Abdullah Abat ve yönetimi, ateşten bir gömlek giydi. Ligin başlamasına bir ay kala takımı aldılar. 25 Ağustos’ta da ben göreve geldim. 12 Eylül’de Keçiörengücü maçımız vardı. 17 gün gibi kısa bir sürede sıfırdan takım yapmamız gerekiyordu. Bir sene önceki küme düşme travması yaşamış oyunculardan da bizimle devam etmeyeceklerle ayrılıp, iyi olanlarla yolumuza devam etmemiz gerekiyordu. O dönemde boşta olan, sezon başı kampı geçirmemiş oyunculardan 17 günde takım kurup, lige başlamamız gerekiyordu. Kolay bir süreç değildi.” şeklinde konuştu.
Son 6 haftada 4 galibiyet ve 1 beraberlik alarak 27 hafta sonunda 32 puana ulaştıklarını hatırlatan Barbaros Gözneli, “Takımın yükselen bir ivmesi var. Geçen sezon 34 hafta sonunda 33 puan toplanmış. Biz şu anda 27 haftada 32 puana ulaştık. Önümüzde Adanaspor maçı var. Adanaspor maçıyla yükselişimizi devam ettirmek istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Arda bana Cengiz Ünder’i hatırlatıyor”
Boluspor’un oyuncu yetiştiren bir kulüp olduğunu ve bu sene altyapıdan 4 oyuncunun kadrolarında yer aldığını belirten Gözneli, “Buradan, Rıdvanlar, Sercanlar, Recep Çetinler, Reha hocanın ilk döneminden Umut Meraş ve Emre Kılınç gibi isimler çıktı. Altyapıdan Burak Asan, Oğul Kaan, Ensar ve Arda bizimle. Arda bana Cengiz Ünder’i hatırlatıyor. Cengiz’le Başakşehir’de çalışmıştım. O yaştaki oyuncuda heyecan beklersiniz, Cengiz, Doka’nın yedeği diye düşünülmüştü ama kendisi formayı aldı ve bir sene sonra Roma’ya transfer oldu. Aynı sakinlik ve öz güven Arda’da da var. Tabii ki bunları konuşmak için erken ama Arda bu öz güvenini ve yeteneğini futbol bilgisiyle birleştirirse, eksik yönlerini kapatırsa Boluspor, Türk futboluna bir armağan daha sunmuş olacak. Sürekli altyapıyı takip ediyoruz. Bir kulübün kurtuluş noktası altyapı. Bu oyunculara sadece futbolcu olarak bir kimlik kazandırmıyoruz, aynı zamanda onları iyi birey olarak yetiştirmeye çalışıyoruz. Okudukları kişisel gelişim kitaplarından öğrendikleri yabancı dillere kadar hepsi bizim denetimimiz altında. Oyuncuların dünyaya bakış açısının farklı olmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kadrolarında Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’tan genç oyuncuların kiralık olarak bulunduğunu aktaran Barbaros Gözneli, şunları söyledi:
“Bu isimler, kulüplerinde gelecek beklenen isimler. O tarz stresli ortamlarda bu çocuklar kolay kolay forma şansı bulamıyor. Böyle oyuncuların kulübümüze gelmesi bizim için de maddi anlamda avantaj oluyor, bir yandan da onların potansiyelini ortaya çıkarmamızı sağlıyor. Bu kulüpler oyuncularını göndermek için Boluspor’u tercih ediyor. Pas oyunu oynadığımız için biz tercih edildik. Aynı şekilde Fenerbahçe’den Muhammed Gümüşkaya için iki yıllık kiralık sözleşmesi imzaladık. Muhammed sol ayaklı, Fenerbahçe’de kanat oyuncusu olarak oynuyordu. Muhammed’in Genç Milli Takım’da 3-5-2’de göbekte oynadığını bildiğim için sezon başı böyle bir ihtiyacımız olunca, Fenerbahçe ile iletişime geçip Muhammed’e şunu sormuştum, ‘Kanat bölgesindeki oyuncularımız hazır, biz seni ofansif orta saha ve göbeğe alıyoruz. Bunu kabul ediyor musun?’ demiştim. Muhammed de bu bölgede rahat oynayacağını söylemişti. Muhammed, Reha hoca ile birlikte oyunun topsuz kısmında da çok iyi işler yapmaya başladı. Modern bir orta saha oyuncusuna dönüştü. Daha önce top kazanamazken, 2-1 kazandığımız Bursaspor maçında 13 top kazanarak sahanın lideri oldu. Aynı şekilde Beşiktaş’tan Atamer de bizimle. Hem maç tecrübesi kazanıyorlar hem de oyuncu olarak gelişiyorlar.”
“Eğer maddi anlamda sıkıntı yaşamasaydık Melih Okutan’la devam etmek isterdik”
Ahmet Taşyürek’in ardından teknik direktörlüğe getirilen Reha Erginer’in takıma çok olumlu etkisinin olduğunu vurgulayan Gözneli, “Göreve geldiğimde yönetim, Sayın Ahmet Taşyürek ile anlaşmıştı, sezona onunla başladık. Sonra bir kan değişimi gerekti. Reha hoca çalıştığı takımlara play-off oynatmış, bu ligi bilen, gençlere de şans veren bir hoca. Daha önce de Boluspor’da çalışmıştı. Bu tarz kriz ortamlarında camianın dinamiklerini bilmek de önemlidir. İlk döneminde yaptıkları da önemliydi. Geçenlerde Fransa’dan Umut Meraş geldi, gelir gelmez hemen Reha hocayı ziyaret etti, elini öptü, ‘Benim babam gibidir.’ dedi. Altyapıda kimse Umut’un farkında değilken A takıma çıkardı. Belki de Umut’u Türk futboluna, milli takıma kazandıran isim kendisi. Reha hocanın takım oyununa pozitif etkisi oluyor, takım seyir zevki olan bir futbol oynuyor. Reha hoca oyuncuların bireysel performansını da yukarı çıkartıyor, hem oyuncular hem de kulüp kazanıyor.” şeklinde konuştu.
“Ligin ilk yarısında Melih Okutan asist kralıydı, eğer maddi anlamda sıkıntı yaşamasaydık onunla devam etmek isterdik ama içinde bulunduğunuz şartlar sizi zorluyor. Federasyondan gelen paranın hepsi geçen sene çekildiği için en iyi oyuncumuzu Süper Lig’den talipleri olduğunda satmak zorunda kaldık.” diyen Barbaros Gözneli, “Melih’te de Reha hocanın başarısı var, Reha hoca gelene kadar Melih’in asisti yoktu. Reha hoca geldikten sonra 7-8 haftada 7 asist yaptı. Takım kaptanı Gökhan Sazdağı çok yetenekli bir oyuncu, ofansta etkiliyken, şimdi işin defansif yönünde de var.” değerlendirmesinde bulundu.
Gözneli, Beypiliç Boluspor’un başlattığı “Spor Kulüplerinden İyilik Zinciri” hareketi gibi sosyal sorumluluk projelerine de devam edeceklerinin altını çizerek, “Bu kampanya teknik ekibimiz ve oyuncu grubunun isteğiyle ortaya çıktı. Biz de seve seve bu kampanyayı başlatmak istedik. Biz Adana Demirspor’a çağrıda bulunduk, onlar da Samsun’u etiketledi, böyle devam etti. İyilik bulaşıcıdır. Çok güzel bir işin önünü açtığımızı düşünüyorum. Futbol kulüpleri şehirleri de temsil ettiği için oradaki ihtiyaç sahipleri insanların hayatına dokunmak, onların hayatını değiştirebilmek de önemli. Bu tarz sosyal sorumluluk projelerine devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Boluspor Sportif Direktörü, son olarak Bolu’nun çok önemli bir kamp merkezi olduğunu vurgulayarak, “Süper Lig’de yıllarca çalışmış biri olarak, biz hep sezon başı kamplarını yurt dışında yapıyorduk. Genellikle takımlar Hollanda ya da Avusturya’ya gidiyor. Bolu’ya baktığınızda Bolu’nun doğası, iklimi buna uygun. Tesisleşme anlamında daha çok atılım yapılırsa bu çok önemli. Süper Lig takımlarımız yurt dışına gitmek yerine kendi ülkemizde, Bolu’ya da kazandırarak, burada sezon başı kampını geçirebilir. Bunun hem ülke ekonomisine hem de Bolu’ya çok büyük katkısı olacaktır.” şeklinde konuştu.