Bright Osayi-Samuel: Takım içindeki bağ çok kuvvetli
İngiliz futbolcu, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan ‘Günün Röportajı’ programının konuğu oldu. Spor Toto Süper Lig’in 29’uncu haftasında İttifak Holding Konyaspor karşısında alınan 3-0’lık galibiyette 1 gol kaydeden Bright Osayi-Samuel, maça ilişkin şöyle konuştu:
“Maça çok iyi başladığımızı düşünüyorum. Gerçek anlamda çok hızlı başladık, baskı yaparken çok hızlıydık, rakibi hataya zorladık. İlk 20-30 dakikalık süre bizim için gerçekten çok iyiydi ve bu sürede de iki gol bulduk. Tabii ki bu da bize özgüven kazandırdı. Skor üstünlüğünü elde ettiğimiz zaman biraz geri çekildik, bu da rakibin baskılı oynamasına sebep oldu. Fakat futbolda bu tarz şeyler normaldir. Üçüncü golü de bulduktan sonra rahatladık, konsantrasyonumuzu bozmadık. Gol yemememiz önemliydi. Herkesin iyi oynadığını düşünüyorum. Bu maçın bir sonraki maçlar için özgüven kazandırması önemliydi.”
“Takım içindeki bağ çok kuvvetli”
Takım içindeki birlik ve beraberlik ortamının takım kimyasının oluşmasına doğrudan katkı sağladığına da değinen Samuel, “Buraya ilk imza attığım zaman da söyledim; bu kulübün tutkusu gerçekten çok farklı. Bunu buraya geldiğimde de gördüm. İngiltere’de oynadığım kulüpleri kıyaslamam. Sadece galip geldiğinizde değil, kaybettiğimizde veya berabere kaldığımızda bile takım içindeki bağ çok kuvvetli. Sizin de ifade ettiğiniz gibi deplasmana gittiğimizde herkes Fenerbahçe marşları, şarkıları söylüyor. Bu da takım içindeki kimyayı gösteriyor. Sadece oyuncular değil takım çalışanları, hocalarımız hep birlikte bu atmosferi yaratıyoruz. Bence bu gerçek anlamda çok büyük bir şey. Biz bunu bir silah olarak kullanabiliriz. Gerçekleştirmek istediğimiz hedefler, ligi kazanmak gibi yani bütün gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimiz için büyük bir silah. Buraya geldiğim ilk andan itibaren çok iyi karşılandım ve takım arkadaşlarım kendimi hep evimde hissetmemi sağladı. Bu da bana özgüven ve kendimi göstermek için daha çok istek verdi” dedi.
Her zaman kendini geliştirmeye çalıştığını ve her maçı bir öncekinden daha iyi oynaması gerektiğinin bilinciyle sahada yer aldığı dile getiren başarılı futbolcu, “Oynadığım maçlarda da şunu hissediyorum; önde bastığımız zaman ve topa hakim olduğumuz anlarda tabii ki kendimi daha fazla gösterme şansım oluyor. Topa ne kadar sahip olursak ben de kendimi o kadar iyi gösterebilirim diye düşünüyorum. Şu ana kadar da iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. Ben her maça final maçı gibi bakmaya çalışıyorum. İyi oynamadığımı düşündüğüm zaman onun üstesinden gelmem biraz zaman alabiliyor. Aslında bu geliştirmem gereken bir özelliğim. Daha önce oynadığım takımlardaki hocalarım da bunu bana söylüyordu. Bu geliştirmem gereken bir özelliğim. Son oynadığımız maçta da ben kendimi göstermek istedim. Dediğim gibi özgüvenli olup her zaman kendime inanmam lazım. Takım arkadaşlarım da beni her zaman çok iyi motive etmeye çalışıyor, kendime inandırmaya çalışıyor. Tabii ki Fenerbahçe beni buraya transfer ederken bunun bir sebebi vardı. Benim gelişimime inandıkları için beni buraya getirdiler. Ben de her hafta üzerine koyarak, gelişerek devam etmek istiyorum. İstikrarlı olmam gerekiyor ve maç maç bakmalıyım. Benim amacım bir maç iyi oynadıktan sonra bir sonraki maç kötü oynamak değil. Benim amacım her zaman maç maç üzerine koyarak ilerlemek” şeklinde konuştu.
“Merkezde boşluk görünce…”
Fenerbahçe formasıyla ilk golüne İttifak Holding Konyaspor karşısında imza atan Osayi-Samuel, gol pozisyonu ve sonrasındaki sevinç gösterisi için şu yorumu yaptı:
“Maçtan önce hocalarımızın biriyle konuşmuştum. O da bana rakip savunma arkasına daha çok koşmam gerektiğini, topu sürekli ayağıma istememem gerektiğini, o tarz savunma arkası koşuları daha fazla denemem gerektiğini söylemişti. Pelkas topu aldığında biliyordum ki o bu tarz paslar atabilecek kalitede bir futbolcu. Benim orada yapmam gereken akıllı olup doğru anda doğru hareketi yapmaktı. Normalde ben daha çok kenarda açık kanat bölgesinde koşu yapıyorum fakat o pozisyonda merkezde bir boşluk gördüm ve hemen oraya koşmalıyım diye düşündüm. Pelkas’tan pası aldıktan sonra da soğukkanlı ve sakin bir şekilde topu ağlara yuvarlamam gerekti. Açıkçası çok çabuk gelişti. Topa çok fazla dokunmayıp hemen vuruşu yapmam gerekiyordu. Golü atmak benim için büyük bir rahatlama duygusuydu. O anı çok fazla hatırlamıyorum çünkü çok çabuk gelişti. Ama gerçek anlamda çok rahatlamış ve mutlu hissettim. Gol sevincimizde de herkes çok mutluydu. Herkes benim gol atmış olmamdan dolayı çok mutluydu. Bir de hatırladığım bir şey var, yere eğilip Tanrı’ya şükrettim çünkü ben her zaman Tanrı’ya teşekkür ediyorum, şükrediyorum. Gol attığım maçlarda da bunu yapıyorum.”
“Bu tarz koşuları daha fazla yapmalıyım”
Bright Osayi-Samuel, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu tarz koşuları aslında daha fazla yapmalıyım. Yeteri kadar yaptığımı düşünmüyorum. Dünkü maçta da yaptım ve karşılığını aldım aslında. Bundan ders çıkarıp öğrenmem gerekiyor. Daha fazla bu tarz koşuları yapıp gol pozisyonlarına girmem gerekiyor.”
Pelkas’ın maç içinde yaşadığı talihsiz pozisyonla ilgili ise Bright-Osayi Samuel, “Tabii ki bir insanı öyle bir durumda görmek hiç hoş değil, arkadaşınız olsa da olmasa da. O an herkes çok korktu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Daha sonra onun iyi olduğu görmek hepimizi çok mutlu etti. Takımın ana oyuncularından, iyi oyuncularından bir tanesi. Özellikle bu sıkışık dönemde bu tarz oyuncuların eksikliği hiç iyi olmuyor ki, rakibiniz olan takımlarda maçlarını kazanmak istiyor. Onun iyi olması bizim için büyük bir mutluluktu, hem ona hem maça sevindik. Bir sonraki maçlar için özgüven kazandık” dedi.
Ligin kalan sürecine dair konuşan İngiliz futbolcu, “Diğer takımların ne yaptığına bakmadan kendimizi odaklanmamız gerekiyor. Tabii ki lig tablosuna bakıyoruz ama bizim yapmamız gereken kendimize bakmak. Nasıl oynamamız gerektiğini bilmek ve kendi oyunumuzu oynamak. Puanları aldıkça özgüven gelecektir. Rakiplerimizde önümüzdeki haftalarda puan kaybı yaşadığında şampiyonluk şansımızı arttıracağız. Hala çok fazla maç var. Her hafta her takım puan kaybedebiliyor. Sakin kalıp, panik yapmamalıyız. Kendimize odaklanıp, adım adım ilerlemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Taraftarlardan maç sonu aldığı yorumlarla ilgili Bright-Osayi Samuel, “Yorumları okuyorum, ailem de okuyor. Bazı yorumlar Türkçe olduğu için onları çevirtmem gerekiyor. Bana inandıklarını söylüyorlar, destek ve özgüven veriyorlar. Bu tarz yorumlar aldığınızda söylenenleri kanıtlama ihtiyacı hissediyorsunuz. İyi oynamadığım zamanlarda bile arkamda olduklarını söylüyorlar. Önümüzde çok uzun zaman var ama ben özgüvenli olduğumda kendimi çok iyi gösterebildiğimi düşünüyorum. Taraftarların da koşulsuz bir şekilde arkamda olduklarını hissettiriyorlar. Gerçekten benim için çok önemli” dedi.
“Babam eskiden beri Fenerbahçe taraftarı”
Maçtan sonraki aile konuşmasına da değinen Osayi-Samuel, “Onlar da çok mutluydu. Babamla konuştum. Kendisi biraz çılgındır açıkçası, her maçı çok ciddiye alıyor. 5-6 gol atsam bile bana yeterli değil, diyor. Her zaman çok çalışmamı istiyor. Oynadığım her maçı birlikte analiz ediyoruz. Genel olarak bütün ailem, ablalarım çok mutluydu. Bunu her hafta yapmamı istiyorlar.
Babam gençlik yıllarında birlikte yaşadığı birinin çok koyu bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu söylemişti. Birlikte çok fazla Fenerbahçe maçları izlerlermiş. Dolayısıyla babam eskiden beri Fenerbahçe taraftarı” diye konuştu.
“Tecrübeli oyunculardan dinleyip, öğrenmeyi seviyorum”
Kişisel özellikleri ve gelişimi ilgili Bright-Osayi Samuel, “Yeni bir ortama girdiğim zaman öncelikle biraz sessiz olurum. Rahat hissettiğim zaman kendimi gösteririm. Genellikle ortamdaki gürültücü kişi değil, sessiz olan kişiyimdir. Tecrübeli oyunculardan dinleyip öğrenmeyi seviyorum. Bugün mesela Gustavo’yu antrenmanda izledim. En ufak bir şeyi bile herkesten talep ediyor, onu sahada görmek istiyor. Bu da benim için çok güzel tecrübe. Bu tarz şeyleri gözlemleyip öğrenmeye çalışıyorum. Futbolu gerçekten çok seviyorum. Ailemle yürürken bile birkaç kişinin top oynadığını görsem, durup birkaç dakika izlerim. Antrenmanlarda futbolumu geliştirecek en ufak bir şey bile öğrensem, benim için önemli. Sadece Gustavo’yu değil, Ozan ve birçok oyuncuyu izlemeyi seviyorum. Çok büyük bir şey olmasa bile benim oyunuma büyük bir katkısı olabilir. Ya da ben, benim oyunumu nasıl geliştirebilirim diye farklı bir açıdan bakıp, kendime çıkarımlar yapmaya çalışıyorum” dedi.
‘Takımın en eğlenceli kişisi kim?’ soruna da Osayi, “Aslında birkaç kişi diyebilirim. Cisse, kendisi çok komik. İngilizce konuştuğumuz için en yakın oyunculardan biri. Ona çok gülüyorum. Mame Thiam çok komik. Beni burada en iyi karşılayan oyunculardan biriydi. Türkler de çok eğlenceli ve komik. Mert mesela, çok çılgın, deli ve aynı zamanda çok sıcakkanlı. Herkes beni çok iyi karşıladı diyebilirim” yanıtını verdi.