Hatırlayacağımız üzere Türk Hava Yolları Avrupa Ligi ekipleri geçtiğimiz haftayı çift maçla geçirmiş ve maalesef ki Türk takımları bu 4 maçın tamamını kaybederek uzun yıllar sonra puan tablosunda ilk 10 takımın içinde yer alamamışlardı.
Özellikle Fenerbahçe Beko için son haftaları değerlendirecek olursak; sarı lacivertli temsilcimiz önce son 3 maçın ikisinde dışarıda Alba Berlin’den 36, daha sonra da Zalgiris Kaunas’ tan 37 fark yemiş, evinde de Armani Milano’ya boyun eğerek 3 kalp kırıcı mağlubiyet almıştı.
En son 2012 yılında denk geldiğimiz üzere temsilcimiz alınan bu yenilgiler ile sondan ikinci sıraya kadar gerilemişti.
Takımın puan sıralamasındaki yeri kadar, yitirmiş olduğu özgüven için de oldukça önem arz eden karşılaşma öncesinde tüm bu sorunların yanında Fenerbahçe Beko oyun kurucu pozisyonundaki Ali Muhammed ve yeni transfer Alex Perez’den de yoksun sahaya çıktı.
Aynı zamanda 2017 yılındaki Türk Hava Yolları Avrupa Ligi’nin iki finalistini karşı karşıya getiren maça temsilcimiz daha derli toplu başlayan taraf oldu. Son transfer Marko Guduric’in takıma katılması ile gerek savunma gerekse hücum anlamında oyuncu rotasyonunu derinleştiren Fenerbahçe Beko son yıllarda alışkın olduğumuz ve adeta takımın karakteri olan asiste dayalı, bireyselliğin ön planda olmadığı bir oyunla maça başladı. De Colo’nun önderliğinde içeriye topu taşıyarak Jan Vesely’i pota altında iyi kullanan Fenerbahçe Beko’ya karşı konuk ekip bu oyunun panzehiri olan dış atış seçeneğini önce Aaron Harrison ardından Papanikolau’nun üçlükleri ile cevap verdi.
Henüz maçın ilk 2 dakikasında 6 sayı geriye düşen temsilcimiz Danilo Barthel ve Nando De Colo’nun birebirleri ile farkı kapatmayı başarsa da çok yerinde bir mola alarak Jean – Charles hamlesini yapan koç Bartzokas’ın bu hamlesi maalesef işe yaradı. Tıpkı ilk iki dakikada olduğu gibi ancak bu sefer Jean-Charles, Harrison ve Sloukas üçlüsü ile üçer üçer saymaya tekrar başlayan Pire temsilcisi periyodu bu andan itibaren kontrol altında tutmayı başardı ve konuk ekip ilk çeyreği tam 27 sayı atarak 5 sayı önde kapadı.
İkinci çeyreğe ilk çeyreğin tam aksine üçlük ritmini yakalayarak giren taraf Fenerbahçe Beko oldu. Önce kaptan Melih Mahmutoğlu ardından Jarell Eddie ile ardarda iki üçlük bulan temsilcimiz rakibin bireysel oyunlarına karşı iyi direnç göstermeyi de başararak çeyreğin ilk 5 dakikasında farkı kapatmayı başardı. Bu andan itibaren her iki takım için de dengeli giden maçta pota altında Jan Vesely ile dengeyi bozan taraf ekibimiz oldu. Rakip pivotları yaptığı etkili hücum ile faul problemine sokmayı başaran Jan Vesely ikinci çeyrekte takımı ayakta tutan isim oldu ve sarı lacivertli ekip ilk yarıyı 4 sayı önde kapatmayı başardı.
İkinci yarıya Fenerbahçe Beko koç İgor Kokoskov’un da devre arasında bahsettiği gibi iyi dış atış savunması ile başladı. Bu etkili dış savunmaya pota altında son ayların formsuz ismi Jan Vesely’nin oldukça etkili performansı da eklenince konuk ekip düzen dışına çıktı ve zorlama atışlar deneyerek iyice oyundan düştü. Rakibin bu zaafını iyi kullanan ve çeyreğin bitimine 3 dakika kala farkı 13 sayıya kadar çıkaran temsilcimize karşı Yunan ekibi McKissic ile etkili olmaya çalışsa da Fenerbahçe Beko oyunu kontrol altında tutmayı başardı ve temsilcimiz son çeyreğe 12 sayı önde girmeyi başardı.
Karar periyoduna konuk ekipte forma giyen Bulgar asıllı ancak milli takım tercihini Yunanistan’dan yana kullanan eski Barçalı Sasha Vezenkov damgasını vurdu. Oldukça dağınık oynayan Pire temsilcisini adeta tek başına ayakta tutmayı başaran Vezenkov oldukça etkili Fenerbahçe Beko dış savunmasına rağmen el üstünden bulduğu üst üste 4 üçlükle periyot başında 12 sayı olan farkı maçın bitimine son iki dakika kala 1 sayıya kadar indirdi. Hepimiz biliyoruz ki burası Euroleague. Çift hanelerde önde götürdüğünüz maçta yaptığınız birkaç kötü top tercihi dahi takımların elindeki maçı vermelerine neden olabilir. Bunun en iyi örneklerini Alman ekibi Bayern Münih; İstanbul ‘da her iki temsilcimize karşı oynadığı maçlarda gayet güzel gösterdi. Vezenkov’ un sayıları ile kapanan fark sonucu son 2 dakikada adeta sıfırdan başlayan maçta imdadımıza rakip takımın Melih’e yaptığı faul ve McKissic’in yanlış tercihleri yetişti. Bulduğu şansı bu andan itibaren cömertçe harcayan Olympiakos’a cezayı Jarrell Eddie bulduğu üçlük ile kesti desek yerinde olur. Son anlarda dikkatli savunma yaparak hata yapmayan temsilcimiz maçı da bu sayede 84-77 kazanmayı başardı.
Takım için adeta can simidi niteliğindeki bu galibiyette Fenerbahçe Beko genel olarak takım halinde iyi mücadele etse de ; takımda ön plana Çek uzunu Jan Vesely çıktı. 27 verimlilik puanı ile oynayan Vesely bu sayede hem son haftalardaki kötü oynunu unutturmaya çalıştı hem de bizlere eskiden alışkın olduğumuz eski Euroleague MVP’si Vesely’den kesitler sunmuş oldu. Vesely dışında yeni transfer Marko Guduric’in de takımda üstlendiği rol oldukça önemliydi bugün. Sırp oyuncu gerek savunma gerekse hücum anlamında gösterdiği performansla bugün hem formsuz Ulanovas’ın boşluğunu doldurdu hem de takımdaki savunma zaafını doldurmak adına bizlere ümit verdi. Takımın diğer artılarına bakacak olursak ABD’li oyuncu Jerrell Eddiie özellikle son 2 dakikada bulduğu üçlüğü de sayarsak; bugün dış atışlarla takımın galibiyetinde önemli rol oynadı diyebiliriz.
Sarı-lacivertli ekibimizin içinde bulunduğu sıralamayı göz önünde bulundurursak; tabiki bu galibiyet çok değerliydi ancak bu galibiyetin bizlere gelecek adına toz pembe senaryolar çizdirmemesi gerektiğini düşünüyorum. 6. galibiyetine henüz ulaşan temsilcimiz için bu maçın bir anlamı varsa o da tek kelime ile :MORAL.İlerleyen haftalar için çok da ümitvar olmadığımız Fenerbahçe Beko’nun bu galibiyeti umarım seri haline dönüşür ve takımın içinde bulunduğu kriz alınacak galibiyetler ile bir an önce çözülür.
