Filenin Sultanları hikayesi ve dijital bir belgesel
2003 yılında Ankara’da düzenlenen Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda maçın anlatımını üstlenen TRT spikeri heyecanına engel olamaz ve doğaçlama şekilde ağzından iki kelime çıkagelir: Filenin Sultanları…
Bu iki sihirli kelime artık büyük bir hareketin ismi olmuştu. Bu hareket birçoklarına göre cumhuriyet tarihimizin en büyük kadın hareketlerinden biriydi. 2003’te yaşanan Avrupa ikinciliğiyle birlikte tüm Türkiye voleybol ile tanışmıştı. Neslihan, Natalia, Özlem, Bahar Mert… Bir fenomen gibi sohbetlerimizde ve ekranlarımızdaydı artık. Takip eden yıllarda, kadın voleybolu yine diğer takım sporlarına göre çok daha başarılı olmuş fakat bir problemle karşılaşmıştı. Voleybol artık ülkede yeterince konuşulmuyor, ülke gündeminde bir türlü hakettiği yeri bulamıyordu. Öyle ki, dünya şampiyonu takımlarımız futbol-sohbet programlarına konuk oluyor, kendilerine mütevazı olarak ayrılan 10-15 dakikadan daha fazla ekranda kalmıyordu.
Büyük değişimin başlayacağı yıl ise 2016’ydı. Milli sporculuktan, antrenörlüğe oradan menajerliğe ve yönetiliciğe kadar sporun her kademesinde görev almış bir spor insanı çıkageldi. Federasyon Başkan Yardımcılığı döneminde de dikkatleri üzerine çeken ve voleybolun durumu üzerine gerçekçi tespitler yapan Mehmet Akif Üstündağ artık Türk voleybolunun en tepesindeki isimdi. Göreve başlar başlamaz ünlü İtalyan antrenör Giovanni Guidetti’yle uzun vadeli bir anlaşma yapıldı. 2017 Avrupa Şampiyonası’nda gelen üçüncülüğün ardından artık yeni bir takım oluşturulacaktı. Kaptan Eda Erdem, Naz Aydemir Akyol ve Meryem Boz gibi büyük yıldızların yanına monte edilecek jenerasyonsa belliydi. U23 Dünya Şampiyonu olarak potansiyelini kanıtlayan bu takımda çok özel yetenekler vardı. Zehra Güneş, Ebrar Karakurt, Hande Baladın, Tuğba Şenoğlu, Aslı Kalaç, Ayça Aykaç, Saliha Şahin ve niceleri…
Yeni takımın parolası da şuydu: Çok çalışmak, beraber oynamak, rakip küçümsememek, rakipten çekinmemek, geleceğe inanmak, tecrübeli ve genç oyuncuları harmanlayan ideal bir takım kimyası oluşturmak… Ancak kamuoyu için her şey çok iyimser başlamadı. Başlarda kabul edilen genel düşünce şuydu: “Bu takım ancak 3-4 sene içinde yarışmacı bir takım haline gelebilir. Bu takım çok genç. Bu takımdan şu an başarı beklememeliyiz.” Belki bu söylemler takım üzerinde olumlu anlamda bir rahatlık yaratmıştı ama Üstündağ ve Guidetti’nin planları daha farklıydı. 2018 Milletler Ligi’nde dünya devlerine kafa tutan bu yeni jenerasyon herkesi şaşırtarak final oynama başarısını göstermiş ve Türk voleybolunun en parlak döneminin kıvılcımını yakmıştı. 2019 Avrupa Şampiyonası’nda alınan ikincilik ve Tokyo Olimpiyat Oyunları biletiyle birlikte büyük kitleler yeniden voleybolla kucaklaşıyordu. Sahada yalnızca kırmızı-beyaz forma için mücadele eden, canla başla savaşan, zeki, eğitimli, kendini iyi ifade edebilen, sempatik ve enerjik genç Türk kadınları vardı. Bu tablo Türk halkının büyük çoğunluğunun kalbini kazanmıştı… Ancak yeterli miydi? Tabii ki hayır, yükseliş devam etmeliydi.
TRT’nin yeni projesi TRT SPOR Yıldız kanalı da büyük bir misyonu karşılamak için göreve hazırdı. Artık olimpik sporlarda milli mücadeleleri yayınlayacak milli bir ekran vardı. Yeni kanalın lokomotif branşlarından biri de haliyle voleyboldu. Sultanlar Ligi, Efeler Ligi, Kupa Voley mücadeleleri derken TRT SPOR Yıldız büyük bir sorumluluk üstlenerek tüm A milli voleybol maçlarımızın yayıncısı oldu. Artık Türkiye, Filenin Sultanları’nı kendi evinde kendi televizyonunda şifresiz bir şekilde izleyebilecekti. #TRTSPORDijital olarak biz de, yaşanacak bu parlak dönemi erkenden sezip çalışmalara başladık. Türk voleybolunda ilk olacak sayısız içeriğe imza attık. Tıpkı futbol ve basketbolda olduğu gibi voleybolseverler de artık sosyal medya hesaplarında dolu dolu içeriklerle karşılaşabiliyordu. Maç görüntüleri, özel prodüksiyonlar, canlı yayınlar, röportajlar ve çok daha fazlası…
Bu yaz Milletler Ligi, Tokyo Olimpiyatları ve Avrupa Şampiyonası gibi üç ayrı alanda sahneye çıkacak Filenin Sultanları’nı gerçekten çok zorlu bir yaz bekliyordu. 4 ay boyunca neredeyse her gün çift antrenman yapıldı, 30’dan fazla maça çıkıldı, Olimpiyat Oyunları’nda tarihimizde ilk kez gruptan çıkıldı ve iki uluslararası madalya kazanıldı. Meydanlarda dev ekranlar kuruldu, milli voleybolcularımız Google trendlerinde zirveye yerleşti, Türkiye’nin gündemi artık Filenin Sultanları’ydı. Tüm bunlar yaşanırken #TRTSPORDijital olarak biz de sahadaydık. Türkiye’de ilk kez yapılan bir şeyi yaptığımız kesindi. Federasyonun ve takım staffının izin verdiği alanlar içerisinde takımın yurtdışında yaşadığı her anı takipçilerimizle buluşturduk. Alışılmışın geleneksel yaklaşımın dışında, en samimi bir üslupla oyuncularımızın yanındaydık ve tüm bunları yalnızca bir cep telefonuyla yaptık. #TRTSporDijital tüm bu yaz döneminin ardından bu yazın en çok etkileşim alan sosyal medya mecrası oldu ve naçizane düşüncem; Türk voleybolunun popülerleşmesinde büyük bir pay sahibi oldu. Öyle ki voleybolun dünyadaki en büyük kuruluşu olan FIVB yetkilileri bu yazın ardından bize ulaşıp “Türkiye’de neler oluyor? Voleybol çok popülerleşti. Bu nasıl oldu? Bunun hikayesini dinlemek isteriz.” dediler.
Özetle; 2016 yılında başlayan yeni dönem, Mehmet Akif Üstündağ, Giovanni Guidetti ve yeni jenerasyon, TRT SPOR Yıldız’ın doğuşu ancak her şeyden önemlisi ve değerlisi Filenin Sultanları’nın karşılıksız emeği… Tüm bunlarla birlikte tüm sporseverlerin hafızasına kazınan bir hikaye yazıldı.
Biz de, TRT SPOR Dijital olarak hem anılarımızı taze tutmak, hem de bu yaz kaydettiğimiz görüntüleri arşivleyip gelecek nesillere aktarmak adına Instagram’da paylaştığımız tüm görüntüleri mini bir belgesel tadında kurguladık. Tamamı hikaye formatında yani dikey olarak hazırlanan bu video -teknik anlamda da- Türkiye için bir ilk oluyor. Tokyo ve Avrupa Şampiyonası günlerini bu yazıda detaylı anlatmak yerine doğrudan o günlere gidelim. Umarız keyifle izler ve o anları yeniden yaşarsınız.