“Galatasaray’a vedam böyle olmamalıydı”
Tarih 28 Kasım 1996… Yer Ankara 19 Mayıs Stadı… Sezon 1996- 97… Gençlerbirliği ile Galatasaray Türkiye Kupası altıncı tur maçında karşı karşıya geliyor. O dönem Türkiye Kupası tek maç üzerinden eleminasyon sistemiyle oynanıyor. Gençlerbirliği’nin kalesinde Kubilay, Galatasaray’ınkinde ise Hayrettin Demirbaş, sahada da kıyasıya bir rekabet var…
HİÇ PENALTI KURTARAMADILAR
Mücadelenin olağan sonucu Lukaku ve Hakan Ünsal’ın golleriyle 1-1 sona eriyor. Sıra penaltı atışlarına geliyor. Ve sonu gelmez atışlarda skor 17-17’ye geliyor. G.Saray namına topun başına geçen İlyas Karaman’ın vuruşunu kaleci Kubilay sol köşeye yatarak kurtarıyor. Tüm gözler G.Birliği adına topun başına geçen Osman’a çevriliyor. Osman’ın topu ağlara göndermesiyle G.Birliği mücadeleden 18-17 galip ve tur atlayarak ayrılıyor. Hayrettin Demirbaş o maçta rakibin kullandığı 17 penaltıdan hiç birini kurtaramıyor. Bundan sonrasını ve taraftarın sırtını döndüğü kaleci Hayrettin’in duygularını kendisinden dinleyelim:
KARDEŞİM KARAKOLA DÜŞMÜŞTÜ
“Bu müsabakadan önce oynanan PSG maçı öncesi benim birader bir olaya karışmıştı. Bir polis merkezi durumu oldu. Bu durum beni negatif etkiledi. Moralim fazla bozuktu. Kafam ona takılmıştı. Alışılagelmiş zaman 1-1 bitti. Penaltılarla 18-17 bitti. 17 penaltılardan hiç birini kurtaramadım. Maç sonrası Fatih Terim’in yanında gittim ve ‘Kendimden utanıyorum… 17 penaltıdan birini bile kurtaramayan bir kaleci G.Saray’ın kalesini korumayı hak etmiyor. Ayrılıyorum’ dedim. O dönemin başında 10 milyar liraya sözleşmeyi uzatmıştım. Fatih Hoca yalnızca dinledi beni. Beş kuruş para almadan bıraktım. Bu olaydan nedeniyle çok üzgünüm. G.Saray forması altında her başarıyı yakaladım. 11 yıl G.Saray formasını gururla giydim. G.Saray’a veda etmem daha iyi olmalıydı. O gün daha iyi konsantre olmalıydım. Daha önce 7-8 penaltı kurtarmıştım.
KÖY HAYATI YAŞIYORUM
– Derhal neler yapıyorsunuz?
– Yaklaşık 7 senedir İzmir Menderes’te bir köy ortamında hayatıma devam ediyorum. Koronavirüs sürecinde hayatımı burada geçiriyorum. Zaten uzun zamandır karantina hayatı yaşıyordum. Eşim Buca’da kalıyor. Arada onun yanına gidiyorum. Kedi ve köpeklerim var. Çocuklarım Los Angeles’ta eğitim görüyor. Kendileriyle konuşuyorum afiyet durumları iyi… Hepimiz tedbirli olmalıyız.
ARKADAŞLARIMI SATMADIM
– Sizin dönemizdeki en iyi kaleciler kimler?
– Simovic gerçekte çok iyi kaleciydi. Iki Taraflı oynadığımız Peter Schmeichel epeyce kaliteli bir isimdi.
– Maçlar sırasında gergin oldunuz söyleniyor. İç dünyanızda neler yaşıyordunuz?
– Kendimle gurur duyuyorum. Arkadaşlarımı hiçbir vakit satmadım. Arkadaşlarıma ‘Maç sırasında iyi bir dost olalım. Dışarıya beni sevmesiniz de olur’ diye konuşuyordum. Ben uyarı ediyordum. Bağırmıyordum. Aradaki farkı anlayışlı olmak gerekiyor.
KADIKÖY’DE TANJU’NUN PENALTISINI KURTARMIŞTIM
– Galatasaray forması aşağıda unutamadığınız maçlar hangileri?
– Fazla sayıda unutamadığım maç var. Manchester United ile oynadığımız karşılaşmalar. İstanbul’da oynadığımız Barcelona maçı… Werder Bremen ile oynadığımız tesadüf. Bunlar aklıma ilk gelenler… Kadıköy’de Fener aleyhinde 4-1 kazandığımız maçta da Tanju Çolak’ın penaltısını kurtarmıştım.
TANJU 10 NUMARA GOLCÜYDÜ
– Unutamadığınız golcü?
– Tanju Çolak 10 numara bir golcü. Vuruşları fazla iyiydi. Hatta idmanda Tanju’ya sordum “Bu vuruşları nasıl yapıyorsun” diye, o da ‘Ben kaleciye bakmıyorum. Direklerin dibine vuruyorum’ diye yanıt verdi.
DAIMA DESTEK OLDULAR
– Galatasaray taraftarına ne diyeceksiniz?
– G.Saray taraftarı olağanüstü… Bana hep yardim verdiler. Kötü oynadığım maçlarda bile beni desteklediler. Onlara ölümsüz teşekkür ediyorum.’
VOLKAN, MERT, ALTAY…
– Şu anki kaleciler arasında kimi beğeniyorsunuz?
– Mert Günok… 7 senedir söylüyorum. 30 yaşında keşfettiler. Fiziği ve tekniği fantastik… Volkan Babacan’a yazık oluyor. Mutlaka tahsis alması gerekiyor. Altay da iyi kaleci…
DÖNEMİMİZ DAHA İYİYDİ
– Türkiye’de futbolun şu anki seviyesini nasıl buluyorsunuz?
– Şimdiki oyuncular büyük paralar kazanıyorlar. Lakin bizim dönemimizde oynanan oyun daha iyiydi. Şu an en düşük kazanan 1.5 milyon euro. Türk futbolunu bitirdiler.
TELEVOLEDEN UZAKTA DURDUM
Hayrettin televole kültürü için de, “Bizim dönemimizde basın maç esnasında sahaya girip soru soruyordu. Şu lahza ise basınla futbolcu arasında mesafe var. Bu olumlu bir şey. O dönemdeki televole kültürü futbolcuları etkiliyordu. Ben televole kültüründen uzaktan durdum” ifadelerini kullanıyor.
ATANA 6 MİLYON DOLAR, TUTANA 10 BİN LİRA
Hayrettin Demirbaş, “Futbolda ‘Atanın, tutanın iyi olacak’ diye bir laf var. Bitmiş da o dönem atan 6 milyon dolar alıyordu. Ben 10 bin lira!” diyor.
– Hagi nasıl bir oyuncuydu?
-Hagi’nin birincil senesinde ben de takımda yer alıyordum. Futbolda bir laf vardır ‘Atanın, tutanın iyi olacak’ diye… Bitmiş da o dönem atan 6 milyon dolar alıyordu. Ben 10 bin lira.
– 14 sene daha sonra gelen şampiyonluk için ne diyeceksiniz?
– Son Eskişehirspor maçını unutamıyorum. Stadın kapasitesi 20 bin, tribünlerde 40 bin birey var. Fazla zorluklar yaşadığımız bir sezon olmuştu. Bu üstünlük unutulmaz. Bu şampiyonluktan sonradan Galatasaray’ın ayrıca Türkiye’de keza de Avrupa’da başarıları gelmeye başladı.
4 GOLE RAĞMEN ŞENES ERZİK TEBRİK ETTİ
Hayrettin ünlü İngiltere maçı için, “İngiltere’ye karşı bir maç çıkardım ama maçı 4-0 kaybettik. Buna karşin Şenes Erzik uçakta yanıma gelip, beni tebrik etti” diyor.
Hayrettin Demirbaş’ın kariyerindeki unutulmaz maçlardan biri de İngiltere ile 18 Kasım 1992’de deplasmanda oynadıkları Dünya Kupası grup eleme maçı. O yıllarda Türkiye’ye her maçta 8 atmaya alışık İngiltere, yine 4-0 kazanıyor. Hayrettin iyi bir performans göstermesine rağmen, savunmada yaptığımız hatalar, onun da gardını düşürüyor. Galatasaraylı kaleci o günü şöyle anlatıyor:
GIRTLAĞINA YAPIŞTIM!
“İngiltere’ye 4-0 mağlup olduğumuz maçta fazla ilginç bir anı yaşadım. Maç 4-0, İngiltere frikik kullanıyor, ben direğe yapıştım… İngiltere’den Tony Adams kayarak karnıma vurdu. Ayağa kalkıp, Adams’ın gırtlağına yapıştım ‘Maç 4-0 bu ne hırs’ dedim. Bana yalnızca boş boş baktı ve gitti. Bu o dönem takımların ne değin disiplinli olduğunu gösteriyor. 4 gol yememe rağmen çok iyi bir maç oynadım. TFF Başkanı Şenes Erzik uçakta yanıma gelerek beni tebrik etmişti.”
DAR OL BEN KALEDEYİM
Hayrettin: “İngiltere maçı öncesi ayağım bir çukura girdi ve çok şişti. İdmana çıktım lakin çalışma yapmadım. Kenarda idmanı izliyordum. Piontek’in yardımcısı Fatih Hoca yanıma geldi ve ‘Hayro neden idman yapmıyorsun’ dedi. Ben de ayağımı gösterdim. Üzülerek ‘Hayro bu ayakla oynayamazsın’ karşılığını verdi. Bende de ‘Rahat ol bugün idmana çıkmasam da ben maçta kaledeyim’ dedim.”
FENERBAHÇE İKİ KATINI VERDİ, GİTMEDİM
Hayrettin, Fenerbahçe ile alakalı da, “Genç olduğum dönemde Simovic’in gerisinde protez bekliyordum. F.Bahçe de o dönem birinci kalecisini arıyordu. F.Bahçe Başkanı rahmetli Metin Aşık beni aradı. Bağdat Caddesi’nde bir araya geldik. Metin Başkan bana, “Seni takip ediyoruz. F.Bahçe’nin 1. kalecisi olacaksın” dedi. G.Saray’dan aldığım rakamın 2 mislini bana verdi. Sonra ben düşündüm ‘Taş yerinde ağırdır’ diyerek bu teklifi geri çevirdim” diyor.