Kanarya’nın cevheri: Dimitris Pelkas
“PAOK’a verebileceği her şeyi vermişti. Artık misyonunu tamamladığı gün geldi ve teklifi değerlendirdi. Hayatının yarısı ailesiyle geçtiyse, diğer yarısı da PAOK’ta geçti. Duygu yüklü bir durum olsa da, kendisini uzun süredir isteyen bir takıma gidiyor.”
Prodromos Pelkas, Metropolis radyosuna yaptığı açıklamada, oğlu Dimitris’in Fenerbahçe’ye transferini bu sözlerle anlattı.
Giannitsa’dan PAOK’a uzanan, kısa bir Portekiz deneyimi barındıran serüveni sonunda sarı-lacivertli formayla buluşan Dimitris Pelkas, son beş yılında düzenli oynadığı Yunanistan Ligi’nde büyük iz bıraktıktan sonra, başarılı futboluna Türkiye’de de devam ediyor.
Sergilediği etkileyici performansa değinmeden önce, Pelkas’ın hikayesini biraz geri saralım…
Genç yaşta 10 numarayı sırtına geçirdi
Henüz çok küçük yaşta, ağabeyinin izinden giderek futbol sevgisini yeşil sahalara taşıyan Dimitris, dünyaya geldiği Giannitsa’da geçen yıllarının ardından PAOK altyapısının yolunu tuttu.
2012 yılında A Takım’a çıkan Pelkas, sürpriz bir kararla, yeteneğine inanılarak 10 numaralı formanın sahibi oldu. O dönem, uluslararası kupalarda gol atmış en genç Yunan futbolcular arasına ismini yazdıran yıldız, ligde kendisinden beklenen performansı tam olarak sahaya yansıtamadı. Apollon’da geçen bir yıllık deneyimin ardından, Pelkas için Vitoria Setubal macerası başladı.
“Portekiz’den döndüğünde çok daha olgun biri olmuştu”
2014-2015 sezonuna Portekiz’de giriş yapan Dimitris Pelkas, hayatında ilk kez ailesinden uzaklaşmış, tek başına yaşam tecrübesi tatmıştı. Düzenli olarak forma giydiği iyi bir sezonun ardından geri döndüğünde, babası Prodromos, oğlunun önemli bir değişim yaşadığını fark etmişti:
“Onun Portekiz’e transferi için menajeri Koutsoliakos ısrarcı oldu. Tek başına yaşamaya alışabilmesi, kendi hayatını idare ettirebilmesi ve baskıyla başa çıkabilecek olgunluğa erişebilmesi için Portekiz’e yalnız gitmesi gerekiyordu. Gerçekten de Dimitris, döndüğünde çok daha kendinden emin bir insan olmuştu.”
Pelkas’ın ilk büyük şansı: Igor Tudor
2 yılda, 2 farklı takımda kiralık olarak forma giyen Pelkas, 2015 yazında yeniden kulübüne döndü. Yetenekleri takdir edilmesine rağmen, kulüpteki geleceği henüz belli değildi.
O dönem, PAOK’un teknik direktörlük görevini yakından tanıdığımız bir isim; Igor Tudor üstleniyordu. Kampta Pelkas’ı beğenen ve takımda kalması yönünde rapor veren Hırvat çalıştırıcı, ilk resmi maçla birlikte formayı yıldız futbolcuya teslim etti. Pelkas da, her ne kadar yola Tudor ile devam edilmemiş olsa da, 9 gol ve 7 asist ürettiği sezonun sonunda kendisine duyulan güvenin boşa olmadığını kanıtladı.
PAOK’un altın yıllarında Pelkas imzası
Yunan ekibi, 2017 yılıyla birlikte, kulübün yakın tarihinin en parlak çağını yaşamaya başladı.
Yıl sonunda, uzun süren Yunanistan Kupası hasretini dindirmek için yarı finalde Panathinaikos’a konuk olan PAOK, ilk mücadelede rakibine 2-0’lık skorla boyun eğmişti. Birçok otoriteye göre adını finale yazdırması neredeyse kesinleşen yeşil-beyazlılar, Pelkas engelini geçemedi.
Attığı serbest vuruş golüyle takımını üstünlüğe taşıyan Pelkas, ilerleyen dakikalarda Shakhov’a da bir servis yaptı. Müsabakayı 4-0’lık skorla kazanan PAOK, finalde de AEK’yı devirdi ve Yunanistan Kupası’ndaki şampiyonluk serisini başlatmış oldu.
2017-2018 sezonunda tam 12 gol atan ve 11 de asist yapan Pelkas, Aleksandar Prijovic’le birlikte takımın hücum yükünü üstlenen isim oldu. Tecrübeli futbolcu Yunan basınına, o sezonun kendisini hem hücumda, hem de Prijovic’le birlikte katkı sağladıkları takım savunması alanında geliştirdiğini ifade ediyordu.
34 yıllık hasret sona erdi
2018-2019 sezonuna girerken, Yunanistan Kupası’ndaki üst üste başarılarıyla özgüvenini yukarı çeken PAOK, şampiyonluk hasretini dindirmeyi amaçlıyordu.
Son olarak 1985 yılında ipi göğüslemeyi başaran ekip, Rumen futbol efsanesi Mircea Lucescu’nun oğlu Razvan Lucescu önderliğinde müthiş bir sezon geçirerek, Levadiakos karşısında şampiyonluk maçına çıktı.
O sezonu, resmi maçlarda 15 gole direkt katkı sağlayarak noktalayan Pelkas, takımının 5-0’lık zafer sonucu şampiyonluğunu ilan ettiği Levadiakos karşılaşmasında da harika bir futbol ortaya koymuş ve 34 yıl sonra gelen zaferi taçlandıran isimlerden biri olmuştu. PAOK, aynı yıl Yunanistan Kupası finalinde bir kez daha AEK’yı mağlup ederek mutlu sona ulaşacak, galibiyet golünün asisti Pelkas’tan gelecekti…
Belki de, kaçırdığı bir penaltı sayesinde Fenerbahçe’yle buluştu
Yunanistan basınının 2018 tarihli pek çok haberinde, Fenerbahçe’nin Pelkas için 5 milyon avro’yu gözden çıkardığı ifade ediliyordu.
O tarihten sonra tarihi bir şampiyonlukta pay sahibi olan, futbolunu da daha olgun hale getiren Pelkas, nasıl olmuştu da 1.6 milyon avro karşılığında bırakılmıştı?
Yine Yunan medyasına göre, bu sorunun cevabı kaçan bir penaltıda gizli…
Yaz döneminde Şampiyonlar Ligi gruplarına kalabilmek için eleme maçlarına çıkan PAOK, Beşiktaş ve Benfica’yı geçerek Krasnodar’ın rakibi oldu. Rusya’da, henüz ilk dakikalarda kazanılan penaltı için topun başına geçen Pelkas, vuruştan yararlanamamıştı. Tecrübeli oyuncu, ilerleyen dakikalarda Krasnodar fileleri sarsmış olsa da, takımı her iki maçı da 2-1’lik skorlarla kaybederek turnuvaya veda etti.
Yunanistan gazetelerinde, PAOK taraftarlarının tepkisinden nasibini Pelkas’ın da aldığı yazıyordu. Ülke medyasında, takımın kaptanlarından olmasına rağmen Pelkas’ın, yaşanan bu durum sonrası Fenerbahçe’nin teklifini değerlendirmeye aldığı ifade edildi.
“Romantik bir hikaye”
Dimitris Pelkas, sezonun geride kalan diliminde sergilediği performansla Fenerbahçe taraftarlarının favorileri arasına girmeyi başardı. 27 yaşındaki futbolcu, Ozan Tufan’la birlikte, takımına ligde gol ve asist toplamında liderlik ediyor.
Yıldız oyuncunun transferi sonrası, Fenerbahçe yöneticisi Selahattin Baki, Pelkas’ın transfer sürecini şu sözlerle anlatmıştı:
“Biz, onu daha önce de istemiştik. Pelkas, Fenerbahçe’ye büyük sempati beslemiş, bir basketbol maçında takımımızı desteklemişti. Onunla Fenerbahçe’nin hikayesi, neredeyse 2 yıllık romantik bir hikaye…”