Lakabı nereden geliyor: Sinyor
Birçok ilke imza atan ve adını hem futbol hem de basketbol tarihimize altın harflerle yazdıran Can Bartu, 1936 yılında dünyaya geldi. Spora ilk adımını 1949 yılında Fenerbahçe Genç Erkek Basketbol Takımı’nda atan Bartu, 1955’te İstanbul ve Türkiye şampiyonlukları yaşayan takımın önemli parçalarından biri oldu. ‘Sinyor’ ayrıca basketbol kariyeri boyunca 6 kez milli takımda da forma giydi.
Fenerbahçe basketbol takımında oynarken Edirnespor-Fenerbahçe maçındaki futbolcu eksikliğinden dolayı basketbol takımından alınan iki oyuncudan biri olan Bartu, karşılaşmada takımının 1-0 galip gelmesini sağladı. Bir başka Fenerbahçe efsanesi Fikret Arıcan’ın aracılığıyla sarı lacivertlilerin futbol takımında oynamaya başlayan Bartu, 4 kez lig şampiyonluğu yaşadı ve 28 kez milli formayı sırtına geçirdi.
Milli takımımızın formasını hem basketbol hem de futbolda giyerek bu alanda halen ilk ve tek sporcu unvanına sahip olan efsane ismin İnönü Stadı’nda futbol maçından çıkıp, Spor ve Sergi Sarayı’ndaki basketbol karşılaşmasına gittiği birçok gün oldu. ‘Sinyor’ bir gün Mithatpaşa Stadı’nda Beşiktaş ile oynadıkları ve 4-2 kazandıkları maçta 2 gol attıktan sonra Spor ve Sergi Sarayı’nda Galatasaray ile yaptıkları basketbol karşılaşmasında da 32 sayı kaydederek, bugün ulaşılması çok güç istatistiklere imza attı.
Fenerbahçe Kulübü ile profesyonel futbolcu mukavelesi imzaladıktan sonra basketbolu bırakan Can Bartu, gösterdiği başarılı performansla 1961’de, İtalya’nın Fiorentina takımına transfer oldu. İtalya’da Venezia ve Lazio formaları da giyen Bartu, 1962 Kupa Galipleri Kupası finalinde Fiorentina ile Atletico Madrid’e karşı oynadı ve UEFA’nın organize ettiği bir kupa organizasyonunda finalde forma giyen ilk Türk futbolcu oldu.
Tarihimize adını birçok konuda altın harflerle yazdıran Bartu’nun milli takım kariyeri de ilginç bir anıya da sahne oldu. Bükreş’te 2 Kasım 1958’de yapılan Romanya maçında kaleci Turgay Şeren’in sakatlanıp oyundan çıkması üzerine 76. dakikada milli takımın kalesine geçen Bartu, 85. dakikada Ahmet Berman’ın ters vuruşuyla bir gol yedi. Can Bartu, böylece milli takımda hem gol atan hem gol yiyen tek futbolcu olarak da tarihimizde yerini aldı.
Sarı lacivertli futbol takımının kaptanlığını da yapan Bartu, iki ayrı dönemde giydiği Fenerbahçe formasıyla 326 maçta 162 de gol kaydetti. Teknik ve zarif oyunu ile göz dolduran Bartu’nun kariyerindeki başka bir özel an ise Galatasaray’ın ve Türk futbolunun en önemli golcülerinden olan Metin Oktay’ın jübile maçında ‘Taçsız Kral’ ile formaları değiştirdiği unutulmaz günde kayıtlara geçti. Jübile maçında Can Bartu kısa bir süre ‘parçalı’ formayla oynarken, Metin Oktay da ‘çubuklu’ formayı giydi.
6 yıl İtalya’da forma giyen ve ülkemizi başarıyla temsil eden Can Bartu, ‘Sinyor’ lakabını da burada oynadığı dönemde aldı. İtalyan taraftarlar kendi dillerinde erkeklere saygı anlamında kullanılan ‘Sinyor’ hitabını, Can Bartu için kullanmaya başladı ve Türkiye’ye döndükten sonra da efsane ismin lakabı ‘Sinyor’ olarak kaldı.
Türk sporunun mihenk taşı isimlerinden biri olan Can Bartu’nun beyefendi anlamındaki ‘Sinyor’ lakabına uygun olan kişiliğini bir de kızı Gülfer Arığ’ın cümlelerinden dinleyelim.
“Sinyor lakabı İtalya serüveninden sonra alsa da onun için çocukluğundan gelen bir stilmiş. Çamurda futbol oynamak yerine, parfüm kokan parke salonlarını daha çok tercih eder ve severmiş. Özel masörü varmış, o dönemlerde pek gelenek değilmiş ama Can Bartu için masör gelirmiş çünkü aynı gün içerisinde birçok kez birden fazla müsabakaya çıkmış. Sinyor İtalyancada bey ya da bay demek. Bunu futbol oyun stiline ve giyim stiline bağlarlarmış. Temiz, uyumlu giyinmeye çok özen gösterirdi. Venedik’ten Roma’ya özel uçakla terzisini getirttirirmiş.”
Hayatının her döneminde klas bir insan olan Can Bartu; şık giyimi, uslübu, hayat tarzı ve spordaki hünerleriyle ‘Sinyor’ lakabının hakkını her daim verdi…