Lille Kulübü, yeni transferlerinden Burak Yılmaz, genç oyuncular Hollandalı stoper Sven Botman ve Meksikalı orta saha oyuncusu Eugenio Pizzuto’nun tanıtımı için basın toplantısı düzenledi.
Fransız ekibiyle 2 yıllık sözleşmeye imza atan Burak, “Luis Campos’a (Sportif direktör) ve yöneticilerimize güvenlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hayatım boyunca çok baskılı ortamlarda, büyük takımlarda oynadım ve gördüm ki futbol hayatımda bu baskı aslında bana iyi geliyor. Kulübümde saydığım isimlerin bana güvenleri de üzerimde açıkçası baskı yaratıyor. Bu yüzden de geçmişte olduğu gibi, tekrar benim için yeni bir maceraya, yeni bir ispata, yeni bir göreve mutlulukla başlıyorum. Önce kendimi, sonra bana güvenenleri mahcup etmek istemiyorum.” diye konuştu.
“İstanbul’a geldi ve yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdik”
Transfer sürecinden bahseden Burak Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Yaklaşık 20 gün önce Luis Campos benimle ve menajerlerimle irtibata geçti. Kendisi İstanbul’a geldi ve yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdik. Açıkçası o toplantıdan sonra kararımı vermiştim. Sizlerin aracılığıyla da ona teşekkür etmek istiyorum. Yusuf (Yazıcı) ve Zeki’ye (Çelik) gelince, tabii ki ikisiyle de hemen konuştum. Sağ olsunlar, onlar da beni aradılar. Sormam gereken sorular vardı. Beklentilerimin çok üstünde yanıtlar adım. Onların buraya gelip, benimsemesi, sevmesi, severek oynaması, kararımda çok etkili oldu. Aslında kulübümüzün de onları transfer ederek ne kadar doğru bir hamle yaptığını görüyorum. Çünkü onlar da burayı kendi evleri gibi görüyor. Buna şahit oldum.”
Lille’de gol atmanın yanı sıra sahada farklı roller üstleneceğini de belirten 35 yaşındaki oyuncu, “Kulübümün transfer stratejisini çok iyi biliyorum. Ama buradaki görevim biraz daha farklı. Hocamızla da yüz yüze konuştuğumuzda, Fonte, Benjamin ve benim biraz daha farklı bir misyonumuz olduğunu söyledi. O da bana sorumluluk yükledi. Aslında bu benim için gurur verici bir olay. Çünkü bu tarz bir misyonu yapabileceğimi düşünmeleri ve bu yaşta beni Türkiye’den getirmeleri ayrıca gurur verici. Fakat bunların yanında benim ilk görevim sahaya çıkıp gol atmak. Golden sonra da diğer görevlerimi yerine getireceğime eminim.” şeklinde konuştu.
“Zeki,17 numarayı bana verdi”
Kariyerinde uzun yıllardır 17 numaralı formayı giyen Burak Yılmaz, Lille’de aynı formanın sahibi Zeki Çelik ile bu konuda görüştüklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Zeki’ye hepinizin önünde teşekkür ederim. Tabii ki ben Türkiye Milli Takımı’nda da onlara kaptanlık yapıyorum. Türkiye’de saygı ortamı, Fransa’ya oranla daha fazla. Zeki bana, ‘Ağabey, forma ile alakalı hiçbir şey düşünme. 17 numara senindir.’ dedi. Ben de ona ‘Gönlünden gerçekten bu geliyorsa, bunu yap. Yoksa benim hangi forma numarası giydiğim önemli değil.’ dedim. O da ‘Ağabey gönlümden veriyorum.’ diyerek konuyu kapattı. Bütün Türkiye, Yusuf ve Zeki’yi takip ediyor. Çünkü Fransa Ligi maçları Türkiye’de yayınlanıyor. Hepimiz onları takip ediyoruz. İki Türk kardeşimiz burada oynuyor, tabii ki takip ediyoruz. Aslında onlardan dolayı ben de çok maçını izlediğim için takıma biraz hakimim.”
