Kendisiyle ilk irtibatlaştığımda yılbaşına üç gün vardı. Elinden hiç ayırmadığı çayıyla İstanbul Boğazı’nda herkese nispet yaparcasına verdiği poz sonrası Lukas’ı bir 10 dakika da olsa yakalamak istiyorduk. Olmadı… Fakat yanıt verirken teklifimizi reddedip bir kenara atmadı Polonya asıllı Alman gol makinesi ve bir başka ilginç öneriyle geldi: “Sercan, çok kısa süreli buradayım, ama gelecek hafta Köln’de beni ziyaret edebilirsiniz. Ne dersin?”
O Köln deyince, aklımıza kendisine ait olan kebap-döner dükkânı geldi ve diyaloğun devamı şöyle gelişti:
– Belki mekânına gideriz, sen ne dersin?
– İyi fikir! Kebap restoranında bir röportaj…
#TRTSPORDijital ekibi olarak insan hikâyelerinin ve dünyaca ünlü sporcuların peşinde koşuyor; kendimize sınır koymuyoruz. Yani biri bizi geri çevirecekse bu kendimiz olmamalıyız. Nitekim Lukas Podolski’nin bu teklifine hayır demedik elbette… “Neyi neyle güçlü bir hikâyeye dönüştürürüz, gidersek yanına hangi sürpriz hikâyeyi katabiliriz?” sorularını sorup, cevaplarını not ettiğimiz süreçte Poldi bir kez daha soluğu Türkiye’de aldı.
Ve böylece şu anda formasını giymekte olduğu Polonya ekibi Górnik Zabrze ile Antalya Regnum Carya’ya kampa gelen Lukas Podolski ile yeniden temasa geçiyoruz. Hatta o süreçte bir başka özel röportaj için Antalya’da olan ekip arkadaşlarımız Suat Yahyaoğlu ve Ünal Gündoğdu ile Poldi’yi buluşturmak istiyoruz; ancak programları denkleştiremiyoruz. Elbette bu süreçte günler de akıp gidiyor. 12 günlüğüne Antalya’da olan Lukas ile sondan 3. günü için sözleşiyoruz. Górnik Zabrze takımının menajeri Krzysztof ile irtibattayız.
Ünal ile birlikte Antalya biletlerimizi alıyoruz. Hazırız. Fakat bu kez de geçtiğimiz günlerde havalimanlarına ambargo koyan kar yağışının o en yoğun günü denk geliyor. Elbette uçuşlar iptal… Yani üçüncü kez Poldi röportajında sonuca ulaşamıyoruz. Ertesi gün de (çarşamba) hava aynı şekilde olunca elde tek gün; yani takımın kampının sona ereceği perşembe günü kalıyor. Röportajı o gün yaptık yaptık…
Krzysztof insaflı çıkıyor neyse ki ve bize “Olur, fakat 14:00’te uçağımız var. 10:30’daki hafif antrenman sonrası yapabiliriz” diyor. Bizler Perşembe için alınabilecek en erken biletlerimizle hazırlığımızı yapıyoruz. Sabah 8 uçağı… Soruyorum:
– Ünal rötar olmaz değil mi?
Tabii ki oluyor… Uçağın hareket almasına 10 dakika kala bir yolcu uçmaktan vazgeçiyor ve güvenlik prosedürü gereği uçuş tam 1 saat gecikiyor. Bu nedenle ancak 10:05’te havalimanına iniyoruz. Önce antrenman tesisine geçiyoruz, fakat antrenman sonuna denk geldiğimiz için lobiye çağırılıyoruz.
Giriş yaptığımızda saati tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 11:00’i bulmak üzereydi. Neyse ki kapıda bizi bizzat Poldi karşılıyor. Bizler soğuk ter döküyoruz Ünal ile… Sonrası işin en keyifli kısmı zaten. Onu da videoya tıklayarak izleyebilirsiniz… Lukas Podolski kendisine hatırlattığımız 17 fotoğrafı eğlenerek samimiyetle yorumluyor. Biz de bunca badireye rağmen vazgeçmemiş olmanın bünyede verdiği hazzı yaşıyoruz.
Defalarca direklerden dönen bir röportajı gerçekleştirmenin huzuruyla Regnum Carya’dan ayrılırken navigasyonlarımızdaki rotayı Antalya’daki bir başka isimle; Ramil Guliyev ile buluşmak üzere yeniden oluşturuyoruz. Fakat o röportajın detaylarıyla ilgili bir süre daha sizleri bekletiyor olacağız. Şimdilik koltuğunuza yaslanıp Lukas Podolski ile fotoğraf yolculuğumuza çıkabilirsiniz. Keyifli seyirler…
