Torrent: Üç temel prensibim var
Domenec Torrent, iyi sonuçlar almak için çalışmalarını sürdürdüklerini söylerken, “Buraya gelirken ne olduğunu, takımın 7 günde 3 maça çıkacağını biliyorduk. Kimse bizi kandırmadı. 7 günde 3 maç oynamak ideal bir başlangıç değil. Ama bunu biliyorduk ve kabul ettik. Sonrasındaki dostluk maçını unutabilirsiniz. Benim için oyun bile değil. Yoğun antrenmanlar üstüne bir maçtı. Elimizde sadece iki stoper ve bir 6 numara vardı. Farklı denemeler yaptık. Bartuğ’u sağ bekte, Taylan ve Omar’ı stoperde görmek istedik. Oynadığımız üç lig maçıyla ilgili basın toplantılarında konuştum. İlk maç 30-35 dakika iyi oynadık. Skoru 2-0 yapabilecek penaltıyı kaçırdık. İkinci yarı normal olmayan kontrataklarla karşılaştık. Rakibin ucu ucuna kazandığını söyleyebileceğimiz bir maçtı. Kasımpaşa maçında ilk yarının uzatmalarında beraberlik golünü yedik. Son gol de yine uzatmalarda geldi. Üçüncü maçta lidere karşı sonuç adil değildi. Son dakikalarda neler olduğunu herkes biliyor. Sonuçta elimizden kaydı maç. Futbol günün sonunda sonuçla alakalı. Biz oyunu analiz ediyoruz ama dışarıda neredeyse herkes skoru analiz ediyor” diye konuştu.
“Daha iyisini yapabileceğimizi biliyoruz”
Torrent, diğer takımlara göre daha fazla Türk oyuncu ile sahaya çıktıklarını söylerken, “Biz üç maçın ikisine 7 Türk futbolcuyla başladık. Hepsi de çok kaliteli. İki forvetimiz dışarıda. İsmail’i son maçta oynatmamamız koruma amaçlıydı. Fatih’i kullandık ama son maçta ve dostluk maçında hataları oldu. Burada sorunumuz var diyebiliriz. 9 numaralar, Babel, Feghouli farklı sebeplerle tam yararlanamadığımız isimlerdi. Ama bunların hiçbirinin bahane olarak algılanmasını istemiyorum. Galatasaray takımı, Galatasaraylı futbolcular bu durumdan çıkabilir. Daha iyisini yapabileceğimizi biliyoruz” şeklinde konuştu.
“Alanyaspor geriden çok güzel oyun kuruyor”
Domenec Torrent, Türk futbolu hakkında da, “Çok kısa bir süredir buradayım. Aldığım his, Türk futbolunun çok iyi olduğu yönünde. İyi futbolcular olduğunu rakipleri incelerken gördüm. Teknik adamların da çok güzel fikirleri var. Son günlerde sıradaki rakibimiz Alanya’yı inceledik. Geriden çok güzel oyun kuruyorlar. 6-7 oyuncu kaleciyle çok iyi oynuyor. Sizi üstlerine çekip kontralara çıkıyorlar. Neyi, nasıl yapmak istediklerine dair çok net fikirleri var. Benim son 10-11 yıldır çalıştığım takımlarda da yapmak istediğim bu net düşünceyi oturtmak. Ama ne kadar zaman içerisinde? Bu, otomatik olmuyor. Işığı açıp kapatmak kadar kolay değil bu iş. Bir stil yaratmak için zaman gerekiyor. Bir teknik direktör için sezon öncesi döneme sahip olmak çok önemli. Bunun bizde olmayacağını biliyorduk. Şu anda önceliğimiz oyuncularımızın rahat olacağı ve puan kazanacağı oyun. Gelecek sezon ise, sezon öncesi kampı birlikte geçirerek oyuncularımızı yeni sisteme ikna edebiliriz. Zamanla ve antrenmanla oyuncuyu daha ikna etmek mümkün” dedi.
“Genç Türk futbolcular daha çok oynama şansı bulacaklar”
Yeni sezonda 7+4 olacak yabancı kuralı için de Torrent, “Yabancı kuralını net biçimde biliyorum. 10’un üzerinde Türk oyuncumuz var. Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da oynayabilecek kalitedeler. Önümüzdeki sezona, yeni kurala hazır olabilecek kadroya sahibiz. Seneye 4 Türk futbolcu oynatma zorunluluğu Türk Milli Takımı için olumlu. Genç Türk futbolcular daha çok oynama şansı bulacaklar” açıklamasında bulundu.
“Üç temel prensibim var”
Torrent, oyun anlayışı ile ilgili şunları söyledi:
“Çalıştığım takımlar içinde Barcelona, Bayern, Manchester City başka bir çizgiydi, ama New York mesela o kadar üstün değildi ve orada zamanla çok güzel işler yaptık. Üç temel prensibim var: Rakip topa sahip olduğunda ileride baskı; topu kaybettiğimizde geri çekilmemek ve çabuk geri kazanmaya çalışmak, rakip yarı sahada geri alırsak çok hızlı hücum; kendi yarı sahamızda geri alırsak, net resmi görene kadar topu tutmak. Ben ve ekibim tüm bunları sahada uygulatmaya çalışıyoruz. Oyuncularla elbette. Hiçbir teknik direktör tanrı değil. İyi bir ekibi olması lazım. Oyuncuları ikna etmesi lazım. Hatlar arasını oynama özelliği olan oyuncular da olmalı. Galatasaraylı oyuncular durumun net şekilde farkındalar. Çok büyük bir baskı var. Galatasaray gibi büyük kulüplerde doğal. Şu anda bir önemli nokta da o kadar gol yememek. Gol yemeden maç kazanmak istiyoruz. Edindiğim izlenime göre, insanlar rotasyona çok alışık değil galiba. Kaleciler hariç 20 oyuncun varsa ve bunlardan 13-14’ünü kullanıyorsan, o zaman 20 oyuncun yoktur, 13-14 oyuncun vardır. Diğerlerini kaybedersin. 7 günde 3 maç yapmamız gerekti. Patrick (van Aanholt) 4 günde iki maç yaptı. Sonra Ömer ile oynadık. Ondan da çok memnunum. Hangisinin oynayacağını söylemem. Kimsenin yeri garanti değil. Her gün antrenmandayım. Sürekli gözlemliyorum. Oyuncunun nasıl olduğunu biliyorum. New York’ta da bunu yapıyordum ve başarı geliyordu. Herkes oynayabileceğine odaklanmıştı. Elbette 7-8 sabit olabilir. Ama özellikleri benzer olanları değiştirmelisin. Böylece ihtiyacımız olduğunda herkes hazır olur” ifadelerini kullandı.
“İlk opsiyon benim için de kulüp için de Türk kaleciydi”
Torrent, transferler çalışmaları için de, “Transfer bitmeden konuşmak istemiyoruz. Son günlerde 30’un üstünde oyuncu gözlemledik. Her gün farklı sebeplerden durumları değişti. Transfer gerçekleşene kadar konuşmam. Pena’yı soruyorsunuz ama kontrat imzalandı mı, gördünüz mü? Ben bitti gözüyle bakılan pek çok transferin son anda basit bir pürüz yüzünden gerçekleşmediğini gördüm. Bu nedenle transfer bitmeden konuşmam. Ama şunu söyleyebilirim. İlk opsiyon benim için de, kulüp için de Türk kaleciydi. Ama piyasa neyse o! İkincisi, bu kaleci gelecek sezondan itibaren Ter Stegen’in arkasında ikinci kaleci olacak. Avrupa’nın en iyi genç kalecilerinden biri. 18, 19, 21 yaş altında milli oldu. La Liga’dan pek çok teklif geldi. Barcelona hepsini geri çevirdi. Çünkü çok güveniyorlar. Barcelona’dan birçok insanla konuştuk. Kendisi de gelen tekliflerle değil, sadece Galatasaray’ın teklifi ile ilgilendi. Aklında birinci seçenek Galatasaray idi. Kaleci antrenörümüz 6-7 yıl onunla çalıştı. 22 yıl Barcelona’dan çalışan bir antrenör. Önümüzdeki sezon birçok maçta onu Barcelona kalesinde göreceksiniz. 6 aylık konuşulmasının sebebi, gelecek sezon Barcelona’nın ona ihtiyacı olması. Muslera’nın durumunu, 1-1,5 aya oynayabileceğini bilerek geliyor. Buna rağmen bu meydan okumaya çıktı” dedi.
“Omar fiziksel ve mental olarak çok iyi”
Uzun sakatlıktan sonra formasına kavuşan Omar için de Torrent, “Bir yıldır oynamıyor. Çok çok iyi antrenmanlar çıkarıyor. Fizik ve mental olarak çok iyi. Elbette bir ritm düşüklüğü fark ediliyor. Dostluk maçında o da çok yorgundu. Herkes öyleydi. Trabzonspor maçında verdikleri tepkileri göremedik. Zaten o gün bunu beklemek imkansızdı. Omar her antrenmanda ne kadar profesyonel olduğunu gösteriyor. Vücuduna mabet gibi bakıyor. İki haftaya % 100’e gelecektir” diye konuşan Torrent, Arda ile antrenmandaki sıcak fotoğrafları ve onunla UEFA Kupası kazanmayı hayal edip etmediği sorusuna “Ben sadece bir sonraki maçı kazanmayı hayal ettim. Sonra da bir sonrakini… Arda da, hepsi de daha ileriye gidecekler. Oyuncular benim ailem. Eşim ve çocuklarımdan çok onları görüyorum. Onlarla zaman geçiriyorum. Onlardan beklentim yüksek. Babalarıymış gibi yakın oluyorum, detaylara giriyorum. Bazen babalar da oğullarını beklentileri çerçevesinde zorlar. Ben hep böyle çalıştım. Sen onlara, onlar da sana bir şeyler katarsınız” açıklamasında bulundu.
“Kerem ikili mücadelede çok kaliteli”
Torrent, sarı kırmızılı takımın yetenekli oyuncusu Kerem Aktürkoğlu’ndan övgüyle bahsederken, “Kerem ve 3-4 oyuncu var Avrupa’da rahatlıkla oynayabilecek. Göreceksiniz, her yıl daha fazla oyuncu gidecek Avrupa’ya… Burada her şey çok hızlı oynanıyor. Doğal yetenek olarak çok donanımlı. Ama kendisini geliştirmesi gereken yönleri de var. Sezon öncesi kampında bunları çalışabiliriz kendisiyle… Mesela bek topu alınca, Kerem onun koridorunda yüzünü beke dönüyor. Yolu kapatıyor ve sırtını rakip kaleye dönmüş oluyor. Bazen doğal yetenekleri ve süratiyle buradan çıkabiliyor. Ama bekle farklı koridorlarda bulunmalı. Biri içerideyse, o dışarıda… O zaman daha fazla seçeneği olur. Elbette çok hızlı, birebirde, ikili mücadelede çok kaliteli” diye konuştu.
“Pep, Bana ‘İstanbul harika ötesi’ demişti”
Torrent, İstanbul hakkında da şunları anlattı:
“Eşim dört günlüğüne geldi. Daire bakıyoruz. Oğlum Avustralya’da okumaya başlayacak. Kızım yurtta kalıyor. Erkek arkadaşı profesyonel basketbolcu ve Türk takımlarıyla maç yapmaya birkaç kez geldi İstanbul’a… Arkadaşlarımdan da daha önce İstanbul’a çok gelen var. Pep de gelmişti. Bana ‘İstanbul harika ötesi’ demişti. Benim bütün günüm burada, tesiste geçiyor. Sabah 08:00’den, bazen 21:00’e kadar çalışıyoruz. Dolayısıyla şehri daha göremedim. Ama sokakta veya restorana gittiğimizde insanların olağanüstü sıcak yaklaşımları çok etkileyici.”
“Teknik adamlar bavulları hep hazır yaşar”
Torrent, “Uzun süre kalacak mısınız?” sorusuna da, “Teknik adamlar bavulları hep hazır yaşar. İşin gerçeği bu. Çünkü futbolda nedenlere değil, sonuca bakılır. Ben ‘Sezon öncesi çalışmayacağım takım almam’ diyordum. Ama bazı takımlara ‘Hayır’ diyemezsiniz. Galatasaray onlardan biri… Amacım uzun yıllar burada kalmak. Doğru işler yapmak için çalışıyoruz. Uzun yıllar kalırsak kulüp de memnun yaptığımız işlerden, biz de memnunuz demektir. Bazı yabancı teknik adamlar için çalıştığı yer fark etmez, ‘Ha burada çalışmışım, ha şurada’ derler. Ben böyle değilim. Aidiyet hissederim. Şu anda bu kadar sıkıntı olmasına karşın kulübün bana karşı sıcaklığı çok güzel. Galatasaray’ın teknik direktörü olmak, bir meydan okumadan ziyade, bir fırsat… Türkiye dışında Galatasaray’ın ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz? Türk futbolu, Türk takımı dediğinizde akla ilk Galatasaray geliyor. Başka kulüpler de var bilinen ama ilki Galatasaray. Bu kulüpten bahsettiğinizde bütün dünya tanıyor. Avrupa’da kupa kazanmış, 4 yıldızlı tek takım.”