Yusuf Günay’dan açıklamalar
Galatasaray Başkan Yardımcısı Yusuf Günay, Fenerbahçe’nin şampiyonluk talebiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Böyle bir karar alınabileceğine hiç ihtimal vermiyoruz. Olabileceğini düşünmüyorum. Görüşülmeden reddedileceğini düşünüyorum. Kamu kurumları kanundan aldıkları yetkileri hukuka uygun kullanmak durumundalar. Şayet ligde Fenerbahçe, Galatasaray’ın önünde olsaydı böyle bir talepte bulunur muydu?” dedi.
Galatasaray Başkan Yardımcısı Yusuf Günay ve Spor Tarihçisi Melih Şabanoğlu, 1959 yılı öncesi mahalli lig organizasyonları ve gündeme dair GS TV’de açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe yöneticisi Metin Sipahioğlu’nun açıklamalarıyla ilgili sözlerine başlayan Yusuf Günay, “Üzücü nitelendirmelerle karşı karşıya bir programı izledik. Türk sporunda kalitenin bu noktaya gelmesi beni üzdü. 2018 yılı Galatasaray ve Fenerbahçe’de yönetimlerin değiştiği bir yıl oldu. Bu süreçte başkanımızın ‘Rakibe saygı, kendine saygı’ beyanatı oldu. Rakiplerimize saygı göstererek hareket ettik. Bir yönetici çıkıp rencide edici üslupla konuşmamalıdır. Camiayı ve yönetim kısmını ayırıyoruz. Aziz Yıldırım ve Ali Yıldırım seçime katıldığında söylemleri oldu. Ali Yıldırım Bey, rekabette kalitenin arttıracağını daha kaliteli bir kulüp yönetime kavuşacağını iddia etti. Biz de Türk sporu için yeni bir dönem başlayacak dedik. Bu şekilde beklenti oluşmuştu. Sahadaki başarısızlıklar Türkiye’yi yeni bir gündemin içine itmiş oldu. Genel başarısızlık her iki kulüp arasındaki sonuçlar bu noktaya getirdi. Galatasaray – Fenerbahçe rekabetinde son 3 yılda hiç mağlubiyet almadığı gibi onların sahasında üst üste 2 kez galip gelmiştir. Bu başarısızlıkları örtmek ve gündemi değiştirmek adına yakın tarihte federasyona başvuru yapıldı” diye konuştu.
“Fenerbahçe yöneticisinin söylediği sözler, asla kabul edilemez”
Fenerbahçe’nin başvurusunu başta ciddiye almadıklarını söyleyen Günay, “Çünkü haksız, meşru değil, hukuki değil. 90 yıl evvele giderek şampiyon olarak kabul edilmesi başvurusu. Daha önce federasyon tarafından Beşiktaş kararı var. Bu konu Türkiye’de çok tartışıldı. Türkiye bugünkü anlamda oynanan, kuralları olan bir lige 1959’dan sonra kavuşuyor. 90 yıl evvel geriye gidip, sürekli olmayan bir yılda 2 ayrı şampiyon çıkaran turnuva sonuçlarını 90 yıl sonra bugün etki edecek tasarrufta bulunmayın, bulunamazsın. Federasyona yapılan başvuru hukuka uygun olmalıdır. Tahkim kurulu bu konuda karar vermiş. Aynı konunun tekrar gündeme getirilmesi spordaki barış ve kardeşliği bozucu bir etki yapar. Önüne geçen bir konu. Fenerbahçe yöneticisinin Galatasaray camiası için söylediği sözler. Bu son derece yanlış, asla kabul edilemez. Sorumluluk sahibi bir kişinin ağzından çıkmayacak, Galatasaray Spor Kulübü bu ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Bir terör örgütü mensubuymuş gibi suçlayacak gibi duruma gelmesi ülke için üzüntü vericidir. Zaman zaman taraftar grupları arasında oluyor. Bugün Türkiye’nin izlediği ortamda bu şekilde sorumsuzca Türkiye’nin önde gelen en büyük sivil toplum kuruluşu olan Galatasaray’a bu şekilde iftiralarda bulunulması kabul edilebilecek bir şey değildir. Bizim hiçbir başkanımız, başkan adayımız birbirleri ile böyle bir konuşmaya girmediler. Bunun karşılığında Fenerbahçe’yi temsil eden bir kişi çıkıp da Galatasaray’ı terör örgütü mensubu gibi bir laf söylemesi asla kabul edilebilir bir şey değil. Bu tip insanların yöneticilik yapmaması lazım. Bizim camiamızda tartışma olmadı. Bir iki tane profesyonel sporcudan kaynaklanarak bu iddiaların atılması hiçbir şekilde fayda sağlamaz. Biz bunun daha fazlasını gösterebiliriz” şeklinde konuştu.
“Tahkim kararları yargıya kapalı”
Anayasanın 59. maddesine 2011 yılında 3. fıkra olarak bir fıkra eklendiğini ifade eden Yusuf Günay, “Spor federasyonları üzerine tahkim ön görüldü. Tahkim kararlarının yargıya kapalı olduğu, en üst karar olduğu anayasal olarak hükme bağladılar. Tahkim kurulunda karara bağlandıktan sonra yeniden o konuda bir başvuru olamaz. Diğer bir karar daha var. 2002 yılında Beşiktaş’ın şampiyonluk talepleri ile ilgili olan. Orada ilgi çekici bir ifade var. 1956, 1957 ve 1958 yılları öncesi şampiyonlukların ulusal lig statüsünde bir şampiyonluk olamayacağı da hükme bağlanmış. 2002 yılında tahkim kurulu 1956 yılı öncesini yeni bir şampiyonluk olarak addedemeyeceğini bir hüküm olarak karara bağlamış durumda” dedi.
“Bu hakaretlerin hiçbiri karşılıksız kalmayacak”
Fenerbahçe’nin başvurusunu rekabette geri kalmanın çaresizliği olarak değerlendiren Günay, “Saha dışında olaylar daha fazla konuşuldu. 3 yıl içerisinden birkaç örnek vereyim. İlk etapta Fatih Terim hocamızın federasyondan aldığı tazminatla ilgili spekülasyonlar. Çocuk Esirgeme Kurulu’na bağışlanmış bir konudur. Daha yakında Oğulcan davası. Şu an içinde bulunduğumuz defterleri karıştırma noktası buradan kaynaklanıyor. Sahadaki başarısızlığın oluşturduğu psikolojik bir durumdur. Herhalde ciddi bir travma ile karşı karşıyalar. Galatasaray’a, Galatasaray’ın başkanına bu hakaretlerin hiçbiri karşılıksız kalmayacak. Gerekli hukuki başvuruları yapacağız. Karşınızdaki kulübü terör örgütü ile suçlamak akıl almaz bir şey. Böyle bir şeyi kabul etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Krallık pankartının Real Madrid maçında taraftarların Madrid’e yaptığı bir gönderme olduğunu ifade eden Günay, “Cumhuriyet meselesi aynı şey değil” dedi.
“Böyle bir karar alınabileceğine hiç ihtimal vermiyoruz”
TFF’nin verdiği her kararın hukuka uygun olması gerektiğini vurgulayan Yusuf Günay, “Böyle bir karar alınabileceğine hiç ihtimal vermiyoruz. Olabileceğini düşünmüyorum. Görüşülmeden reddedileceğini düşünüyorum. Kamu kurumları kanundan aldıkları yetkileri hukuka uygun kullanmak durumundalar. Şayet ligde Fenerbahçe, Galatasaray’ın önünde olsaydı böyle bir talepte bulunur muydu? Sahada mücadele vermek durumdayız. Başka kin ve nefret duyguları ile hareket etmememiz gerekir. Galatasaray olarak karşılıksız bırakmayacağız. Hukuk önünde bunun hesabını soracağız” açıklamasında bulundu.
Mehmet Şabanoğlu: “Kimse 1959 öncesini yok saymıyor”
Kimsenin 1959 yılı öncesini yok saymadığını ifade eden Mehmet Şabanoğlu ise, “En önemli kanıtı Türker Arslan’ın tahkim kurulu başkanı iken o karar. O kararla 1959 öncesine geçilmiştir. Anayasa’nın 59. maddesinin ek fıkrasında belirtildiği üzerine tartışılmaz. Zaten Beşiktaş’a 2 şampiyonluk yazılmış durumda federasyon kupasından. Kupa mühendisliği gözü ile bakılıyor. Galatasaray’ın Türkiye Futbol Birinciliği’nde 1953 yılında kupası var. Hemen itiraz geliyor amatör profesyonel dönemden sonra oldu diye. Niye 1951’den sonra başlatıyoruz? 1954 yılında UEFA kuruluyor. 1955 yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı düzenlemeye başlıyor. Türkiye’ye senin ülkenin şampiyonu kim diye soruyor. Böyle bir organizasyon yok. 1954-55 yılında Galatasaray’ı Türkiye şampiyonu olarak gönderiyor. 1955’den itibaren ulusal bir organizasyon kurmak için çalışmalara başlıyor. Bu kapsamda Federasyon Kupası kuruluyor. Beşiktaş 2 kez kazanıyor. Türkiye şampiyonu sıfatıyla Avrupa’da oynuyor. 2002 yılında bunu gerekçe göstererek 2 şampiyonluk istedi. Bunu kabul ettiler ve 2 şampiyonluk verdiler. Kupa mühendisliği yapılıyor. Kimse 1959 öncesini yok saymıyor. Milli Küme aslında ulusal organizasyon yapabilir miyiz diye yapılıyor. Önce İstanbul Ligi oynanıyor. İlk 4 sıraya girenler bu lige katılabiliyor. Milli küme böyle bir sistem. Milli Lig, Milli Küme’den farklıdır. Milli Lig başladığı zaman TFF mahalli ligleri kapatıyor. Burada artık ulusal bir turnuva başlamıştır, mahalli liglere gerek yoktur deniyor. Milli Lig tek ve ana turnuva oluyor. 1960’lı yılların başında ikinci lig kuruluyor. 3. yılında 3 şehir dışına takım katılmış oluyor. Milli Küme 3 yıl oynanmıyor. Bir düzenlilik yok. Ankara ve İzmir’in bütün önemli takımları Milli Lig’e katılıyor. Temsiliyet olarak çok farklı. 1937 yılında Milli Küme başladıktan sonra en önemli turnuva İstanbul Ligi. İstanbul Amatör Lig o dönemki Milli Küme’den daha zor bir lig” değerlendirmesinde bulundu.
Türker Arslan: “Fenerbahçe’nin talebini reddettik”
Türkiye Futbol Federasyonu eski Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan da yayına telefonla bağlandı. 15 sene tahkim kurulunda görev yaptığını hatırlatan Arslan, “Haluk Ulusoy federasyon başkanlığı döneminde böyle başvuru yaptı. Federasyon bir karar verdi. Biz de onayladık. Fenerbahçe’nin talebini reddettik. Federasyonun arşivlerinde bulunur. TFF’nin bunu bulup ortaya çıkarması lazım. Bu karar, yeni bir delil olmadan mahkeme yoluyla gündeme getirilemez. Üzüntü ile izledim. Beyanları seviyesi düşük, saygısızcaydı. Ben 50 sene sporun içindeyim. Beni o dönemdeki Fenerbahçe yöneticilerine sorarsa tarafız ve adil olduğunu öğrenirler. Manipüle deyip, tezgah kuruldu anlamında beyanda bulunuyor. Böyle bir şey söz konusu değil. Öyle bir kararı TFF bu kararı çıkartıp hukukun gereğini yapmalıdır. Ben 12 sene CAS’ta görev yaptım. Bu evrak federasyonun sorumluluğunda. Bu konuda TFF’nin de verdiği bir karar var. O karara karşılık bize geldi. Gereğini de yapmaları lazım” diye konuştu.